Bilinmeyen bir hastalık
Dert de, keder de Allah'tan; deva da Allah'tan.
Fakülte arkadaşımız Erkan Ölmez, DTCF Kantin grubunda, hastalığına dair bilgileri paylaştı. Bu bilgiler, "özel"i aşıyor, herkesi ilgilendiriyor:
Bir: Doktorlar hastalığı teşhiste tereddütteler. Bilinmeyen bir hastalık. Öyle ki, bir başka hastalığı taklit edebiliyor veya öyle sanılıyor. Muhtemelen böyle hastalıklar üzerinde çalışan ilim adamlarımızın dikkatini çekebiliriz, bir tedevi yolu gösterebilirler.
İki: Erkan arkadaşımızın duçar olduğu hastalık evcil hayvanlardan geçebiliyor. Evcil hayvan besleyenlerin dikkatli olmaları gerekiyor.
Üç: Arkadaşımızın metanetinin ve tevekkülünün bir "örnek" olması.
Sözü Erkan Ölmez'e bırakıyorum:
"Arkadaşlar; 1,5 yıldır konuşurken öksürükle başlayan, nefes darlığı, ses kısıklığı ile devam edip solunum felcine sebep olan ama teşhis edilemeyen bir hastalıkla mücadele ettim. Alanya toplantısından [Geçen mayısta fakülte arkadaşları bir araya gelmişti.] dönünce ağırlaştım, sesim tamamen gitti, kısmî yüz ve dil felci geçirdim. Nörolojik testler sonrası ALS teşhisi konuldu. Bu beni fizikî ve psikolojik sıkıntıya soktu. ALS tedavisi olmayan ölümcül bir hastalık. Antalya'da bir özel hastanede ortopedi doktoru olan ve benim yaşadıklarımı bilen bir akrabamız benim ALS hastası olamayacağımı, takip ettiği kadarıyla Lyme hastası olduğumu ve bunun araştırılmasını önerdi. Bulguları değerlendiren doktorlarda Lyme teşhisi ile tedavi başlattılar ama ALS ilacını da kesmediler. Antalya'daki çiftliğimizde biri 2 sene önce, diğeri şubat ayında ölen köpeklerimiz de Lyme hastasıydı. Bu hastalık bir cins keneden kedi ve köpeklere, salya ve idrarlarıyla insanlara geçiyor; insandan insana geçmiyor, hasta anneden bebeğe geçebiliyor. İleri evrede tedavisi zor, ölümcül. Lyme hastalığına sebep olan keneler ormanlık alanda yaşayan hayvanları hedef seçiyorlar. Evde beslenen hayvanlarda görülme ihtimali zayıf. Veterinerler bu sebeple istenmeden Lyme aşısı yapmıyor. Çiftliğimizdeki bütün hayvanlar periyodik aşılandı ama Lyme yapılmadı.
Benim süre biraz uzun olması sıkıntı yarattı. Ama bugün kendimi iyi hissetmeye başladım, bazı semptomlar geçiyor gibi. Çok ağır ilaçlar ağırlıklı olarak antibiyotik iğneler ve nükleer tıpta bazı uygulamalar yapılıyor. 10 gün kadar sonra durumum daha netleşebilir.
Bu bilgileri evinde evcil hayvan besleyen arkadaşlarım için paylaştım. Bu hastalık bilinmiyor, bakteri tespit edilemiyor ve birçok hastalığı taklit ederek insanı öldürebiliyor. Almanya ve ABD de özel klinik ve hastaneleri var ama bizim ülkemizde doktorlar bile bilmiyor. İlginize, dilek ve dualarınıza teşekkür ederim, gönlüm hep sizinle kalacak…"
Biz tıp dünyasını tanımıyoruz. Doktorların araştırmalarını, teşhislerindeki isabeti, buldukları çareyi bilmiyoruz.
Ekranlardan tanıdığımız birkaç doktor var. Tavsiyeleri için elbette bir şey diyemeyiz ama bu bize yetmiyor.
İnsanlarımız çok değişik hastalıkla boğuşuyor ve köklü bir tedavi gerekiyor. Bunun için laboratuvar çalışmalarını çok geniş alanlara yaymalıyız, araştırıcılarımıza her türlü imkânı sağlamalıyız.
Siyasîler, ne kadar hastane, ne kadar tıp fakültesi açtıklarıyla övünüyorlar; tabiplerimizin araştırmaları için ne kadar imkân tanıdıklarını söylemiyorlar.
Bilinmeyen hastalıkla mücadele eden insanımız çare bekliyor.