Belli ki gündem yine aynı
Seller, yangınlar, salgınlar, zamlar, krizler derken 2021''i geride bıraktık. Dilimizde temenniler, içimizde biraz umut, yüreğimizde endişeler, aklımızda önümüzü görebilmek için yaptığımız hesaplarla yeni bir yıla başlangıç yaptık.
Öncelikle herkese sağlıklı ve mutlu bir sene dilerim.
Ülkece zor geçireceğimiz bir seneye giriş yaptığımızı yeni yılın ilk dakikasında anladık. Zira, aldığımız ilk haber yine "zam" oldu.
"Yeni" olanın verdiği umut da zam haberiyle birlikte soldu.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl için yayımladığı görüntülü mesajda, 2023 hedeflerini hatırlatmış, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacağı "büyük ve güçlü Türkiye''de", yeni nesillere 2053 vizyonunu miras bırakmayı taahhüt etmişti. Döviz kurunda yaşanan artışın ülke ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmediğini ve bu suni artışı ortadan kaldırarak ekonomideki krizi aştığımızı ileri sürmüştü. Özetle, konuşmasında dünyanın en büyük ekonomisi olmayı vadetti, ancak gerçekte vatandaşın payına düşen yine zam oldu.
Daha ilk günden belli ki bu yıl da gündemimiz aynı.
Yine ekonomi konuşacağız. Yüksek fiyatlar ve enflasyondan dem vuracağız.
Yine hayat her geçen gün daha pahalı olacak.
Yine vatandaşın birincil gündemi geçim derdi; iktidarın birincil gündemi seçim derdi olacak.
Seçilmek için günü kurtaran kararlar alınacak.
Sınırlı bir kesim bu kararlarla zengin edilecek.
Hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik yine en çok dillendirdiğimiz dertlerimizden;
Erken seçim de en çok tartıştığımız gündem konularımızdan olacak.
Ancak tüm bunlara rağmen biz, her şeyin düzeleceğine, ekonominin iyiye gideceğine ve ülkedeki siyasi iklimin değiştiğine dair bir umudu içimizde yeşertmeyi sürdüreceğiz...