Başımıza bir de 'Yahudi meselesi' çıkmasın!

Yine kim nereden Türk’e vuracak endişesiyle “Balat Fırınları” meselesini ele aldım. Birinci bölümde de söylediğim gibi, Ermeniler, Rumlar derken bir de karşımıza “Yahudi meselesi” çıkarmasınlar. İsrail hükûmetiyle Türk hükûmetinin arası limonî bu sıra... Bakarsınız, birileri “Türkler de Yahudileri gaz odalarına atmak için fırın kurmuşlardı” der. Ayıkla pirincin taşını!..
“Balat Fırınları” konusunu Rıfat Bali araştırmıştı. Rıfat Bey’in dün yayınladığım cevabî nitelikteki mektubunda, bir hususun muğlak olduğunu belirtmiştim.
Mektubun o bölümünü buraya alıyorum:
“Buna mukabil bu söylentileri [Balat Fırınları] destekleyen bir de vakıa var. O da dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Nihat Haluk Pepeyi’nin Berlin yakınlarında bulunan Sachsenhausen Temerküz Kampı’nı [1942’de] Salâhattin Korkud eşliğinde ziyaretidir. Bu ziyaretin ne maksatla yapıldığı henüz açıklığa kavuşmamıştır. Ben ulaşabildiğim Alman arşiv belgelerine göre ziyareti yazdım. Türkiye’de ise bu ziyaretle ilgili herhangi bir belgeye ulaşamadım. Halbuki herhangi bir kamu görevlisinin yurtdışına yaptığı bir resmi ziyaret sonrasında bir rapor düzenlemesi âdettendir. Bu rapora ulaşamadım.”
Nihat Halûk Pepeyi’yi (1898-1972) edebiyat bilgisi olanlar tanırlar. Hem bürokrat, hem politikacı, hem edebiyatçı... Emniyet Genel Müdürlüğü, valilik ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı yapmış, Demokrat Parti’den 1954’te ve 1957’de TBMM’ye girmiştir. Pepeyi, bir destan yazarıdır aynı zamanda... Çanakkale ve Millî Mücadele destanlarını yayınlamıştır.
Ama o, 1944 yılı milliyetçilik olayında tutuklananların da hiç sevmediği bir isimdir. Dediklerine göre, “tabutluk” tabir edilen daracık hücrenin tepesinde yanan 500 mumluk ampulleri Almanya’dan getirmiştir. Nihâl Atsız ve Alparslan Türkeş’le birlikte tutuklanan milliyetçiler bu tabutluklarda, 500 mumluk ampulle pişmişlerdir!
Muğlak kalan meseleye gelelim şimdi...
Nihat Halûk Pepeyi’nin gerçekten gaz odalarını inceleyip incelemediği, aynısını Türkiye’de kurmak isteyip istemediği açıklığa kavuşmamıştır.
Neden?
Nihat Halûk Pepeyi’nin Almanya ziyaretine dair rapora kimse ulaşamamıştır. Her şey bilinirken Pepeyi’nin ziyaret raporu açıklanmıyor. Öyleyse gerçekten “fırın” ziyareti vardır!
Rıfat Bali Bey’in, “Bu ziyaretin ne maksatla yapıldığı henüz açıklığa kavuşmamıştır” sözü, “acaba?” sorusunu karşımıza çıkarmaktadır.
Zamanın İstanbul Emniyet Müdürü Pepeyi’nin raporu açıklanmazsa içimiz rahat etmeyecek!
“Acaba?” sorusunun cevabının mutlaka verilmesi gerektiğini Bali’nin gazeteci lang3081Berat Günçıkan’a yaptığı bir açıklamasından da anlamaktayız.

***

Konu içinde konu işlemiş, Türk Yurdu dergisinin Aralık 2011 sayısında yer alan “İşgal İstanbul’unda Yahudiler” (Rahime Demir-Şarika Gedikli Berber) başlıklı makalede, “Rıfat Bali’nin tepki koymadıkları için eleştirdiği bu Yahudi cemaatinin...” diye devam eden cümlenin açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmiştim. Bali’den cevap geldi... Kısaca şöyle diyor:
“Makalenin yazarlarının ‘Rıfat Bali’nin tepki koymadıkları için eleştirdiği bu Yahudi Cemaatinin hadiselere yaklaşımı’ tespitleri tamamıyla yanlıştır, zira (a) gözlemlerim Türk Yahudi toplumunun Cumhuriyet dönemi ile ilgili tarih anlatımlarının eleştirel tahlilidir. Mütareke dönemi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur, (b) Ben Türk Yahudi toplumunu tepki göstermemekle değil, yanlış bir tarih anlatımını sürdürdükleri için eleştirdim ve böylesi bir tarih anlatımının Türk toplumunda yanlış kanaatlere yol açtığını ispat ettim.”
Cevabın özü bu.

***

Bekleyeceğiz... Nihat Halûk Pepeyi, tam da savaşın ortasında, Yahudileri yok eden fırınlar Avrupa’nın dört bir tarafında harıl harıl yandığı sırada, Almanya’yı niye ziyaret etti? Ziyaret raporu nerede ve niçin açıklanmıyor?
İlla rapor! Açıklansın rahat edelim!
Yeni bilgiler ve belgeler çıkana kadar konuyu burada kapatıyorum.

***

Denktaş vefat etti. Allah rahmet eylesin. Türk dünyasının ender liderlerindendi. İki defa görüşmüştüm. Sonra yazacağım.

Yazarın Diğer Yazıları