Balkanlar yine ısınırken

Balkanlar yine ısındırılıyor. Kosova'da Sırplarla Arnavutlar karşı karşıya. Bosna Hersek'te de her an Boşnaklar ve Sırplar arsında, bir şeyler olabilir. Hırvatların da sessiz kalmayacaklarını bilmeliyiz.

Bulgaristan'da henüz komünist yönetim çökmeden önce 1984-1989 yılları arasında, Jivkov zamanında, Türklerin adları değiştirilmek, dinlerinden vazgeçirilmek istenmiş, büyük tartışmalar olmuş, olaylar çıkmış, şehitler verilmişti. ANAP iktidardaydı. Turgut Özal başbakandı. Kapıları açtı, büyük göç başladı. 350 bin kişi, doğduğu, yetiştiği toprakları terk etti. Asıl dönüşler, 1990'da komünist yönetim dağılınca başladı. Çok insan sonra çifte vatandaşlık aldı.

Komünizm yıkıldıktan hemen sonra ben de Balkanlara çıktım. Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk, sonra Sırbistan, Bosna Hersek... Ara ara gittim.

İlk gidişimin intibaları "Balkan Volkanı" adıyla yayınlandı.

Sözü "volkan"a getireceğim... Balkanlar o zaman daha patlamamıştı ama tarihi bilenler, her an patlayacağını da akıllarına getirirler. Nitekim yanılmadım. Çok geçmeden Balkanlar volkana döndü. Akıl almaz insanlık suçu işlendi. (Savaşların içinde de oralardaydım.)

Şunu da söylemeliyim: Ne zaman NATO devreye girmiştir, ne zaman Birleşmiş Milletler müdahale etmiştir, eğer öncülük ABD'den gelmişse, devreye girme de müdahale etme de muvazaalı bırakılmıştır. Kosova'da da öyle Bosna Hersek'te de.

Kosova'nın kuzeyinde Sırplar, Sırbistan'a bağlanmak için fırsat kolluyorlar.

Sırbistan'da, gelmiş geçmiş en Sırpçı cumhurbaşkanı kim derseniz, tarihlerini de incelediğim için biliyorum, şimdiki cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, derim. Burada yazdım, onunla, daha Radikal Parti'nin genel sekreteriyken, Belgrad'da genel merkezlerinde buluşup konuştum. O kadar sertti ki, gazeteciliğimi bir tarafa bırakıp tartışmaya girecektim. Konuştuğumuz odada en azgın Rus milliyetçi Jirinovski'nın resminin asıl olduğunu ısrarla vurgularım. (Geçmiş yazılarımda neden vurguladığımı da belirttim.)

İki haftadır, seçim yüzünden kitaplara giremiyorum.

Akademisyen Hakan Şallı "Osmanlı Kamuoyunda Edirne Meselesi ve Edirne Heyeti" kitabı yeni çıktı (Libra Yayınları, 307 s.)

Kitap, Hakan Şallı'nın doktora tezi "Balkan Savaşları'nda Bürokrasi, Basın ve Kamuoyu"nun uzantısı. "Osmanlı Kamuoyunda Edirne Meselesi ve Edirne Heyeti"nin ön sözünde buna işaret eder.

Dr. Hakan Şallı, bilinmeyen, az bilenen konulara imza attı. Kitap hakkında fikir edinmek için birkaç ara başlık vereceğim:

I. Bölüm: Osmanlı Kerbelasından Kutlu Bayrama: İki Balkan Savaşında Edirne: Balkan Savaşı'nın Kamusal Gündemi: Travmatik Bir Vaka Olarak Edirne'nin Kaybı / İleri Harekât, Harekâtın Gerekçeleri ve Edirne'nin Geri Alınışı / Erzurum'dan İzmir'e Osmanlı Kamuoyundan Yükselen Ses: Edirne İçin / Türk-İslam Dünyasının Edirne Meselesinde Osmanlı Devleti'ne Verdiği Destekler / Fransız Yazar Pierre Loti'nin Edirne'yi Ziyareti...

II. Bölüm: Edirne Meselesinin Ortaya Çıkışı: Teklifler, Teşebbüsler ve Aktörler: Balkan Savaşları'nın "Barış Elçisi": Sir Edward Grey / Edirne Meselesi Üzerine Karşılıklı Verilen Notalar / Bulgaristan'ın Edirne Meselesine Dair Teşebbüsleri / Edirne'nin Bulgaristan'a Bırakılması İçin Osmanlı Devleti'ne Yapılan Teklifler / Hüseyin Cahit Bey'in Edirne Meselesine Dair Düşünceleri...

III. Bölüm: Edirne Heyeti'nin Kurumsal Yapısı: Edirne Heyeti'nin Kuruluşuna Giden Süreç: Edirne Mitingi ve Miting Kararları / Edirne Heyeti'nin Kuruluşu, Üyeleri, Programı ve Finansmanı / Gayrimüslim Cemaat Reisleri ile Yapılan Görüşmeler...

IV. Bölüm: Edirne Heyeti'nin Avrupa Başkentlerindeki Faaliyetleri...

Dr. Hakan Şallı, "Ön Söz"de kitabına dair öz bilgi verir:

"Balkan Savaşları, Osmanlı Devleti adına 8 Ekim 1912 tari­hinde Karadağ'ın savaş ilanıyla başlayıp 14 Kasım 1913 tarihin­de Yunanistan'la imzalanan Atina Antlaşması'yla sona ermiş, bu süreç birçok askerî, siyasi ve diplomatik gelişmenin eş zamanlı yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu kitap 1913'ün Ocak ayında ortaya çıkan Edirne meselesi bağlamında, daha ziyade bu mese­lenin kriz evresi olan 21 Temmuz 1913 ile 29 Eylül 1913 tarihleri arasında, diğer bir deyişle kuruluşundan faaliyet programını ta­mamlayana dek hemen hemen bir ay faaliyet gösteren ve hak­kındaki bilgilerin neredeyse tamamına dönemin gazetelerinden ulaşılan, merkezinde Edirne Heyeti'nin bulunduğu yaklaşık iki aylık bir süreci konu edinmektedir."

"Osmanlı Kamuoyunda Edirne Meselesi ve Edirne Heyeti" Balkan Savaşları'nda Edirne'nin nasıl odak olduğuna ışık tutuyor.

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları