''Bakanlık'tan af''fın Türkçesi
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, kendi mi istifa etti, yoksa, ona "Affını iste." mi dendi?
Yeni rejimde kıyısından bile geçilmeyen "adalet"e fazla vurgusu Abdulhamit Gül''ü affını istemeye götürdü. Yerine "AK Partiyi dünyanın en büyük siyasî markalarından biri hâline getiren ustaların ustası Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan''dır. (...) AK Parti Tayyip''in partisidir."diyerek övgüde sınırları aşan Bekir Bozdağ getirildi.
Bekir Bozdağ Yozgat milletvekiliydi. Son seçimde, CHP''den yıllardır milletvekili seçilmezken son seçimde milletvekili çıkması, Ak Parti''nin tarihinde ilk defa iki milletvekilinde kalması Bekir Bozdağ''ın yeteri kadar çalışmadığına yorulmuş, Saray''ın gözden ırak tuttuğu yorumu yapılmıştı.
Bekir Bey Saray''a her hâlde inkıyat etmiştir.
Onun 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü gecesinde TBMM''de, kürsüde yaptığı konuşması sık sık hatırlatılır:
"Sayın Başkan, burayı kapatıp aşağı inersek bu millet meydana gelmez, bu millet ''Meclis bunlardan korktu'' der. Bizim burada yapacağımız şey, burada ölmektir... Milletin huzurunda, milletin yargısında hesap vereceklerdir. Bomba da atsanız buradayız. Ne yaparsanız yapın buradayız. Sizi yargının önüne çıkaracağız, millete hesap vermenizi sağlayacağız."
Bekir Bey''in bahsettiği "aşağı inme" meselesi şu: Fethullah''ın askerleri TBMM''yi bombalıyordu. TBMM Başkanı İsmail Kahraman "Sığınaklara gidelim." demişti.
Bekir Bey''in "kahramanlığı" nedametinden. Geçmişte Fethullah''ı çok övmüştü. Bu övgüyü "kahramanlık" göstererek örtmek istemediğini söyleyemeyiz.
Yozgat milletvekili deyince... Biliyor musunuz Üsküplü ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı dördüncü dönem, Konyalı ünlü yazarımız Veled Çelebi İzbudak altıncı dönem, tıp alanında Nobel''e aday gösterilen İstanbullu ilim adamımız Ord. Prof. Dr. Kemal Cenap Berksoy yedinci dönem Yozgat''tan milletvekili yapılmışlardı.
Denildiğine göre; Abdulhamit Gül''ün MOBESE açıklaması, bakanlıktan affı için bardağı taşıran damla oldu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu''nun İstanbul kara gömüldüğünde İngiliz Büyükelçisi''yle balıkçıya uskumru keyfine giderken MOBESE''lerdeki görüntülerin servis edilmesine Abdulhamit Gül dolaydan tavır almıştı.
Abdulhamit Gül''ün affını istediği 28 Ocak günü, aynı zamanda verileri koruma günüymüş. "Veriler"le ilgili şunları söylemişti:
"Usulsüz dinlemeler, kişilerin mahrem görüntüleri, özel bilgilerin ifşa edilmesi, verilerin hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi gibi tüm hukuk dışı bu fiilleri hep beraber yaşadık. Hukuk devletinde esas itibarıyla haysiyet cellatlığı olmaz, itibar suikastı olmaz. Hukuk buna asla izin vermez, veremez, vermemelidir. Bütün kurumlar ve başta da idare, bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmesi lazım. Vatandaşın güvenerek verdiği bu bilgileri yarın başka yerlerde, medyada, sağda solda ifşa edilecek bir hale gelmediğinden emin olması lazım. Bu konuda güvenin boşuna çıkmaması konusunda bütün kurumların büyük bir hassasiyeti sürdürmesi gerekmektedir. Çünkü kişisel veriler, kişinin en temel haklarından biridir."
A. Gül''ün MOBESE''yi kastettiği açık. Yoksa MOBESE göndermesinde bulunmaz, başka türlü konuşurdu.
MOBESE''ler emniyet teşkilâtının. Denildiğine göre İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''yla arası açıkmış. S. Soylu''yu MOBESE''yle vurmak isterken kendisi gitti.
Gördüğüm kadarıyla, Ak Parti içinde, bir kişinin alnı ne kadar ak olabilirse, Abdulhamit Gül''ün de alnı o kadar ak.