Bahçeli’nin 17-25 Aralık mesaj: Pilli beka

“Milli beka ve huzurun temini” söylemi ile gerekçelendirmişti Cumhur İttifakı’nın varlığını…
Meğer Bahçeli’nin “milli beka” dediği şey “pilli beka” imiş.
Aslında bu gerçeği Cumhur İttifakı kurulduğundan beri defalarca gördük ama pilini bizzat kendisinin çıkartıp 17-25’e sabitlediği saatin Bahçeli’nin makam odasına geri dönüşü ile bu sefer başka şekilde gördük!
Önce şunu söyleyeyim; Ali Koç’un MHP’ye yaptığı ziyarette yeniden ortaya çıkan 17-25 saati, yakın bir tarihte Bahçeli’nin makam odasına koyulmuş. Onun için mesaj yerine ulaştıktan sonra MHP cephesinden gelecek “Zaten hep oradaydı” açıklaması algınızı işgal etmesin…

Yalnız bu mesaj Saray için yenilir yutulur cinsten değil.
Bahçeli’nin bugüne kadar yaptığı siyasi şantajların hepsi iktidarı hizaya getirmeyi başarmıştı.
Ancak bu sefer kantarın topuzu kaçtı. Çünkü Bahçeli, bizzat Erdoğan tarafından darbe olarak görülen, Erdoğan’ın iktidar macerasındaki en buhranlı süreçlerinden biri 17-25 üzerinden yaptı hamlesini…

Oysa Saray ile MHP hattında adeta “İkinci Bahar” yaşanıyordu son günlerde…
Meclis’teki Can Atalay oturumu sonrası Bahçeli’nin yaptığı açıklama buram buram bahar havası kokuyordu. “Biz olmadan da AKP gereğini yaptı” diye adeta zafer narası atmış ve Cumhur İttifakı’nın “yola devam” kararlılığını vurgulamıştı…

Peki ne oldu da MHP 17-25 kozunu tozlu raflardan indirdi?
Hem AKP içerisindeki bir kanada set çekmek hem de Erdoğan’a yeni bir mesaj vermek için tabii ki…
Nasıl ve neden mi?
Mümkün olmayanı, yani AKP-CHP ittifakını önererek Erdoğan’ı kendi normaline çeken Bahçeli, hem Sinan Ateş cinayeti davasında hem de Can Atalay meselesinde şu ana kadar istediğini aldı.
Osman Kavala meselesi ise muğlak olarak karşımızda duruyor.

Bahçeli önümüzdeki süreçte de bu başlıkların hepsinde istediğini alabilmek için tek bir atış yaptı.
17-25 atışı ile önümüzdeki ay görülecek Sinan Ateş ve Ayhan Bora Kaplan davalarının yukarıya doğru ilerleme ihtimaline karşılık Erdoğan’ı ve AKP’yi çektiği hizada tutmak istiyor.
MHP’nin yeniden kazandığı konfor alanını 17-25 zırhına kuşanarak güvenli bölgeye dönüştürüyor…
İkincisi, henüz zafer kazanamadığı Osman Kavala davasında AKP içerisindeki “özgürlükçü kanadın” Erdoğan’a yaptığı prese presle karşılık veriyor…

Ve gelelim bu hamlenin en sıcak gerekçesine…
Hafta sonu yayımlanan son kararname ile göreve gelenler arasında MHP referanslı polis müdürleri yok. Cumhur İttifakı ile MHP’nin hem yargıda hem de emniyette nasıl güçlendiği herkesin malumu.

Kararname, MHP için emniyetteki gücünün budanması anlamına geliyor.
MHP referanslıların yer almadığı kararname ile göreve getirilenler arasında cemaat mensubu polis müdürleri çoğunlukta…
17-25’i de, yine bir “cemaat” yapmamış mıydı?
Bahçeli bir bakıma, MHP’li polis müdürlerinin yerine tercih edilenlerin iktidar için nasıl tehlike oluşturduğunu Saray’ın gözüne sokmak istedi…

17-25 böylesine kullanışlı bir koz sizin anlayacağınız.

Dönelim yazımın başına…
“Milli beka pilli beka imiş” demiştim.
Koskoca milli beka ittifakını saatten çıkarılmış bir pil bile tehdit edebiliyor…
Böyle bir ittifaka ciddi ciddi beka için oy verildi.

Ne diyelim; beka zokasını yutanların kulakları çınlasın!

Yazarın Diğer Yazıları