Bahçeli ağzındaki baklayı çıkardı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin son grup toplantısında Öcalan'a yaptığı çağrı hakkında açıklamalarda bulundu ve çağrısını yineleyerek “Terörist başı gelip terörün bittiğini açıklasın. Umut hakkı sözümün arkasındayım” dedi.
Bu sözleri ilk sarf ettiğinde herkes çok şaşırmış ve bunun arkasında ne var diye birbirine sormuştu.
Ben de bu sorulara yanıt aramış ve “Recep Bey’in bir daha seçilmesi için gerekli olan anayasa değişikli konusunda destek arıyor, bu çerçevede Kürt siyasi hareketi ile pazarlık yaparak Meclis’teki DEM Parti oylarını kendi saflarına çekmek istiyor olabilirler” demiştim.
Eh dediğim aynıyla vaki oldu ve Bahçeli sonuçta ağzındaki baklayı çıkardı ve anlaşılan derdi gücü Recep Bey’i en az bir defa daha seçtirmekmiş…
Bunu grup toplantısında sarf ettiği şu sözlerinden açık ve net olarak anlıyoruz:
Bahçeli "Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eğer enflasyon canavarına kesin bir darbe indirilirse, cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir? Ne yapacağız? CHP'nin içinde cumhurbaşkanı adayı için 4 yıl varken, adam mı arayacağız? Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Türkiye yüzyılının inşası için Erdoğan güvencedir, bize göre tek seçenektir" diyor.
Bahçeli için tek seçenek olabilir tabii ama bu noktada bile bir siyasi parti genel başkanının kendini ya da kendi partisinden birini seçenek olarak görmeyip başka bir partinin genel başkanını tek seçenek olarak görmesi başlı başına siyasetin doğasına aykırı bir durumdur.
Ayrıca Recep Bey yönetiminde son 20 küsur yıldır Türkiye’nin geldiği nokta da meydanda, bu hâlde bile Recep Bey’i tek seçenek olarak görmek ne kadar doğru, mantıklı ve akla uygundur anlamak mümkün değildir.
Hem 20 yıl sonra gelinen noktada “beka” sorunundan bahsedip ve hem de bu sorunun baş sorumlusunu tek seçenek olarak görmek zaten başlı başın bir “beka” sorunu değil midir?
Bakın memlekette 20 yıllık Erdoğan iktidarında:
- Ekonomi çökmüş,
- Enflasyon patlamış,
- Hayat pahalılığı görülmemiş seviyelere çıkmış,
- Emekçi ve emekliler açlık sınırının altında maaşlara mahkûm yaşıyor,
- Bir çalışan için yoksulluk sınırına ulaşmak hayal bile edilemiyor,
- Borçlar arş-ı alaya fırlamış,
- Eğitim sistemi çökmüş,
- Adalet sistemi çökmüş,
- Sağlık sistemi çökmüş,
- İpini koparan memlekete doluşmuş sığınmacılar ülkeyi istila etmiş,
- Tüm özgür dünya ile papaz olmuşuz,
- Tüm komşularımız ile kavgalıyız.
Bahçeli’nin elbette tuzu kuru, bunları görmüyor, bütün bunların tek sebebi olan kişiyi tekrar Cumhurbaşkanı olarak seçtirip memleketi yönettirmek istiyor…
Peki, bu istek akıl işi mi?
Memlekette bu ülkeyi doğru düzgün yönetebilecek başka kimse yok mu?
Tamam, anladık MHP vevAKP içinde yok ama bu ülkede siyasi parti olarak sadece AKP ve MHP yok ki…
Hele hele Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi arkasında büyük halk desteği olan liyakat ehli, aklı başı yerinde kişiler varken Bahçeli’nin tek seçenek var sözü ne doğrudur ve ne de mantıkidir.
Görünen o ki önümüzdeki dönemde Kürt siyasi hareketini zorla ya da ikna ederek taraflarına çekmek için epeyce bir dolap çevirecekler ki kayyum atamalarını da bu çerçevede okumak, pazarlıkta istediklerini alamayınca zorbalıkla ikna etmeye çalışıyorlar diye değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.