AYM'yi yandaşlaştırmak!
Recep T. Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin Cumhuriyet gazetesinden iki gazetecinin "hak ihlali var" kararına şiddetle itirazı beni düşündürüyor. Neden bu derece itiraz? AYM sadece hak ihlali olduğunu belirtiyor. Adamlar tümden serbest değiller ki...
İki gazeteci sadece tutuksuz muhakeme edilecekler. Niye illâ tutuklu muhakeme edilmelerini istiyor? Yine meseleyi, sizin gibi, ben de fikr-i sabit hâline getirdiği "Paralel"e bağlayacağım ister istemez... (Biliyorsunuz "Paralel"in isim babası Abdullah Öcalan'dır. İmralı zabıtlarında kaç defa üstüne basa basa "paralel devlet" demiştir. A. Öcalan'ın bütün söyledikleri günü gününe "yüksek makamlar"ın önündeydi.)
Sanırım, R.T.E.'nin (Kol düğmesinde böyle işlenmiş. Bizim de böyle yazmamızda bir sakınca yok değil mi Reis! Hemen alınıyorsunuz da...) endişesi, mahpushanedeki "Paralel" dediği gazetecilerin de "hak ihlali" sebep gösterilerek hapisten çıkarılmaları... Arkası belki, diğer "Paralel" tutuklular için gelecektir. Suyun akışını baştan değiştirmek için bütün ısrarcılığı. (Reis hiç küşüm duymasın... "Paralel" damgası yememek için, diğer gazetecilere dönüp bakmaz AYM üyeleri... Gün o gün değil; evde evlâd ü iyâl var!)
Belki de, Anayasa Mahkemesi üyelerini "yandaşlaştırmak" içindir bütün bu çıkışları... Ama önce Anayasa'nın değişmesi lâzım. Nasıl yapacak?
Türkiye yanıyor, sınırlarımız yanıyor... Üçüncü Dünya Savaşı bölgemizde başlamış; bizim derdimiz ise "Paralel". Yeni bir Afrika turuna hazır olalım arkadaşlar! Oralarda dünya kadar "Paralel Mektep" var... Kapattırmak lâzım!
AYM, iki gazetecinin salıverilmesine yol açan "hak ihlali kararı"nın gerekçesini açıkladı. R.T.E.'nin bu kadar hışmı karşısında dönmemişler ama bir başka şey yapmışlar.
AYM, bir "yandaş" hanım gazetecinin, "Daha önce TIR fotoğrafları yayınlanmış, haberi yazılmıştı bir gazetede... Şimdi niye bu iki gazeteci tutuklandı ki..." mealinde yazdığı noktadan hareket ediyor:
Aydınlık gazetesinin 21 Ocak 2014 tarihli nüshasında yayımlanan haberde, TIR'larda silâh ve mühimmat olduğu iddiasına ve buna dair bir fotoğrafa yer verildiği belirtilen gerekçede, bu yayından yaklaşık 16 ay sonra Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 2015 tarihli nüshasında Can Dündar tarafından Adana'da durdurulan ve aranan TIR'larla ilgili, TIR'larda bulunduğu iddia edilen silâh ve mühimmata dair fotoğraf ve bilgilere yer verildiği belirtiliyor. Yine Erdem Gül tarafından yapılan söz konusu olaya dair başka bir haberin ise aynı gazetede 12 Haziran 2015 tarihinde yayımlandığı hatırlatılıyor. Sonra bu iki gazetecinin haklarındaki soruşturma ve tutuklanmaları anlatılıyor. Ve tutuklanmalarının tek sebebi yaptıkları haberlerdir, deniyor. Savcılar, sadece bu haberlerinin aleyhlerine delil olarak gösterdikleri, dolayısıyla haber yazdıkları, fotoğraf yayınladıkları için kişilerin tutuklanması kabul edilemez, demeye getiriyor.
R.T.E.'nin hışmını biraz olsun hafifletmek için onun gönlüne göre de gerekçede bir not düşülmüş ve "Paralel"den Hidayet Karaca'nın itirazını yerinde görmediklerinin, tutuklu kalmasında bir sakınca bulmadıklarının altını hususiyetle çizmişler.
Bilmiyorum, AYM'nin bu "Saray'a özel" açıklaması, Reis'i tatmin eder mi?