Atatürk'ün 'tek adam' tespiti: Satın alabilirler
Yeni rejim ittifakı getirdi. İttifak kuramayan partiler ileri adım atamıyorlar.
100''ü aşkın parti var ve bu partilerin arasında seçime girecekler 30''u bile bulmuyor. Biraz kendisini gösteren partiler, yüzde birlik, ikilik oylarıyla ittifaka umut bağlıyorlar.
"Demokrasiye dönüş" deklarasyonuna imza atan altı parti bunu görmüş olacak ki, seçim barajını yüzde üçe düşürmeyi taahhüt ediyor.
Muhalefetin parlamenter sistemde ısrarı neyi gösterir?
Parlamento, istişarenin temelidir. Demokrasi, için de esas olan istişaredir. Çok insanın bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunması ve çoklukla bir karara varmasıdır. Çokluğun kararı, halkın umumî fikrinin yansımasıdır.
Parlamento dikkate alınmıyor, bütün kararlar tek merciden çıkıyorsa, bunun adı "tek adam" rejimidir.
Mustafa Kemal''in üzerinde durulmayan bir tespitini aktaracağım. Bu bize yeni rejime dair önemli ipucu verecektir. Mustafa Kemal diyor ki:
"Muhterem efendiler; pek güzel bilirsiniz, ki sultanlarla, halifelerle idare olunmuş ve olunan memleketlerde vatan için, millet için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. Bu, ekseriya suhûletle kabil-i temin olmuştur. Meclislerle idare olunan memleketlerde de en mühlik cihet, bazı mebusların ecnebî nâm ve hesabına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet meclislerine kadar, dâhil olmak yolunu bulabilen vatansızlara tesadüf etmek müsteb''ad olmayacağına tarihin, bu bâbdaki misâlleriyle hükmetmek zarûrîdir. Bunun için millet, vekillerini intihâb ederken, çok dikkatli ve kıskanç olmalıdır. Milletin hatadan sıyâneti için yegâne sâlim çare, efkâr ve ef''âliyle milletin itimadına mazhar olmuş, siyasî bir fırkanın intihâbda millete delâlet etmesidir. Alelumûm efrâd-ı milletin, namzettiklerini ortaya atan her şahıs hakkında medâr-ı hüküm olacak mevsûk malûmata ve musîb re''ye mâlik bulunacağını kabul etmek, nazarî olarak farz olunsa bile, bunun mahz-ı hakikat olmadığı, tecrübelerin tecrübeleriyle gayr-i kabil-i inkâr bir bedâhet olmuştur." (Nutuk, 1927 baskısı, s. 367-368)
Bu metni ister istemez sadeleştireceğim ki, kimse, ne nedir, diye düşünmeden hemen anlasın:
"Muhterem efendiler, pek güzel bilirsiniz ki, sultanlarla, halifelerle idare olunmuş ve olunan memleketlerde vatan için, millet için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. Bu, çoğu zaman kolaylıkla temin olunabilmiştir. Meclislerle idare olunan memleketlerde de, en tehlikelisi, bazı mebusların yabancı hesabına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet meclislerine kadar girmek yolunu bulabilen vatansızlara tesadüf edilebileceğine tarihin bu konudaki misalleriyle hükmetmek zaruridir. Bunun için millet, vekillerini seçerken çok dikkatli ve kıskanç olmalıdır. Milletin hatadan korunması için yegâne salim çare, fikirleri ve faaliyetiyle milletin itimadına mazhar olmuş siyasî bir partinin seçimde millete yol göstermesidir. Alelumum millet fertlerinin, adaylıklarını ortaya atan her şahıs hakkında hükme varmaya yardımcı olacak sağlam malumata ve isabetli görüşe sahip bulunacağını kabul etmek, teorik olarak farz olunsa bile, bunun tam hakikat olmadığı, tecrübelerin tecrübeleriyle inkâr edilemez bir açıklık olmuştur."
Burada Mustafa Kemal''in bahsettiği "halifeler"in dinî bir manası yoktur. Bunlar "tek adam" rejimini yürüten, krallar, sultanlardır. Zaten Allah''ın kitabında idarenin babadan oğula geçeceği, zorla, hileyle iktidarda kalınacağı yazılı değildir!
Türkiye''de ihdas edilen "tek adam" rejiminin değişmesi gerektiğini, Mustafa Kemal''in sözleri çok açık ortaya koyuyor.
(Komünistlerimize bir iyilik yapmak istiyorum! Nutuk''a girsinler, Mustafa Kemal''in bu sözlerinin öncesini okusunlar. "İştirakiyun" lideri Meclis''te içişleri bakanı seçildiği hâlde görevden alınıyor. Mustafa Kemal, sonra bu sözleri ediyor.)