‘Atatürk ve Müslümanlık’

Atatürk ve din meselesi hep tartışılagelmiş ve Mustafa Kemal Atatürk “din” üzerinden de vurulmak istenmiştir.

Bu köşede din bahsine sık gireriz. Mustafa Kemal’in yetiştiği dönemi anlamadan, “din” üzerinden yürümek ne kadar doğru?

Önce döneminde “Din nasıl anlaşılıyordu?” diye sormak lâzım.

Osmanlı sahasında “din” her yerde hakikî manada öğretiliyor muydu? Öğretiliyorsa nasıl öğretiliyordu?

“Hakikî mana” sorusunu cevaplandırmak istersek, “Nasıl bir din?” ve “Hangi din?” soruları karşımıza çıkar. Bu soruların cevabı, Osmanlı sahasında, yeteri kadar verilmemiş, verilememiştir. O zamanlarda bilgi ulaştırma, şimdiki zamanla hiçbir surette ölçülemez.

Şu da bir hakikat ki, içtihat meselesi, çağların çok gerisinde, dönemlerinin tartışılmasız isimlerine bırakılmış ve onlar da kapıyı kapatmıştır.

Dünya dönüyor... İnsanlar yeni şeyler öğrenmek istiyorlar. bu yeni şeyler için “Din”de cevap arıyorlar.

Ne yazık ki; ulaşma aracı sadece develer olduğu, develere de eşeklerin yol gösterdiği zamanda yetişmiş âlimlerin içtihatlarıyla cevap yetiştiriliyor.

Girin kaynaklara, “İçtihat kapısı kapandı mı, kapanmadı mı?” tartışmasının içine düşersiniz, bir yol bulamazsınız.

Tarikatlar ve cemaatler niye var ve fezanın mesken tutulduğu şu zamanda niye her yeri sarmış, insanları esir almış? (Evet, esir almış!) Hiç aklınıza geldi mi?

“İman” teslimiyettir. “İman”la, şeyhe/şefe inkıyatı karıştırmayalım.

Ne yazık ki, insanlarımıza, şıha/şefe teslimiyet “din”in rüknü olarak öğretiliyor.

Müritler, muhakeme melekeleri dumura uğratılarak soru soramaz hâle getiriliyorlar.

Sormayan/soramayan, düşünemeyen üretemez.

Söylenecek söz çok. Şimdilik burada bırakalım.

Bugün “Atatürk ve Müslümanlık” kitabı üzerinde duracağız. (Hazırlayan: Galip Çakır, Post Yayınları, 119 s.)

Galip Çakır, 1935 doğumlu. Emekli Albay... “Türkçeyi Doğru ve Güzel Konuşma Kılavuzu” kitabı da bulunuyor.

“Atatürk ve Müslümanlık” kitabının ara başlıklar size bir fikir verecektir:

Batı ve Türk Toplumundaki Değişimin Kısa Tarihi: Lâiklik: Genel Olarak Lâiklik Kavramı / Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Durum / Demokrasiye hazırlık / Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) / Cumhuriyetin İlânı (29 Ekim 1923) / Hilâfetin Kaldırılması (3 Mart 1924).

Türk Toplumundaki Değişimin İslâm Dini Bakımından Değerlendirilmesi: Atatürk'ün Din Anlayışı / Atatürk ve Hz. Muhammed / Atatürk ve Kur’ân-ı Kerîm / Atatürk ve Din İstismarcılığı / Atatürk ve Gerçek Din Bilginleri / Atatürk ve Az Gelişmişlik / Atatürk ve Din Eğitimi...

“Sunuş” yazısı ünlü ilahiyatçı Prof. Dr. Fahrettin Olguner’den:

Hayat kavgasında hiç yenilgiye uğramamış, millet ve mem­leket işlerinde kendi çıkarını düşünmediği için, yanılmamış bir kahramana, bir büyük devlet adamına yükleyecek suç bu­lamayanlar, millet ve memleketin en duyarlı bulunduğu nok­tadan girerek onun din duygularına ve imanına yönelip kılıç sallamadan, emek harcamadan zafer kazanma çabasına kal­kışmış; Atatürk'ün dinî hayatına, imanına saldırmış, böylece onun bütün yaptıklarını yok etmeyi hedeflemişlerdir.

Burada önce şuna dikkati çekelim: Din ve iman konusu, kişinin kendisine ait, kişi ile Tanrı arasında olan en mah­rem, en kapalı ve girilmemesi gereken en kutsal konudur ve bu konu hiç mi hiç kimse tarafından açılamaz, ele alına­maz, gündeme getirilemez, sorgulanamaz bir konudur. Bunu gündeme getirme, sorgulama Tanrı dışında kimsenin haddi-hakkı ve yetkisi değildir. Buna kanunlar da, ilim de, din de, ahlâk da müsâade etmez, edemez. Bu insanlık dışı uygu­lamalar, acı birer hatıra olarak orta çağda kaldı.”

Galip Çakır, “Atatürk ve Müslümanlık” kitabının “Önsöz”ünde özellikle gençlere sesleniyor:

Sevgili Gençler, / Şuna bütün kalbimle inanıyorum ki, gençlere karşı biz yaşlılara düşen görevlerden en önemlisi, gerçekleri araştırıp elde edilen bilgi ve belgelerle onlara doğru dil, doğru tarih ve doğru din bilgisi sunmaktır. Cumhuriyetimizin 100. Yıl­dönümünde hazırlanan bu küçük kitap da böyle bir düşün­cenin sonunda ortaya çıktı.”

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları