Atatürk ne zaman hatırlanır?

Reis'e kim hatırlattıysa, yardım toplamak isteyen CHP'li belediyelerin önünü kesilirken, kendilerinin yardım toplamasına M. Kemal'in "Tekâlif-i Milliyye"sini dayanak yaptı.

İşin gerçeği, şu şartların millî mücadeleden farkı yok.

"Millî", herkesi içine alıyor, değil mi? Maalesef, parti taassubu öne çıkıyor. Ancak "Cumhurbaşkanlığı" yardım toplayabilir. "Türkiye Cumhuriyeti" yok! İtalya'ya, İspanya'ya gönderilen yardım kolilerini üzerindeki yazanları hatırlayalım: "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı". Bütün kapılar Saray'a açılıyor. Bu vaziyet halkın bir kısmını düşündüreceği ve ister istemez duraklatacağı neden akla gelmiyor? Hani birlik olunmalıydı? Hani dayanışma gösterilmeliydi?

Millet canıyla uğraşıyor, birileri ise... Neyse söylemeyeyim!

R. T. Erdoğan ne zaman "Bay Kemal"e dönecek demiştim ve döndü. Son konuşmasında CHP'ye dolaydan "fitne odağı" dedi ve ardından Mustafa Kemal'in Millî Mücadele sırasında halktan yardım toplamasını örnek gösterdi:

"Her ne kadar CHP Genel Başkanı başta olmak üzere kimi kesimler bu kampanyayı itibarsızlaştırmaya çalışmışsa da görüldüğü gibi milletimiz bu fitne odaklarına kulak vermemiştir. Hâlbuki bizim tarihimizde çok sayıda bu tür ve hatta daha ötesi dayanışma örnekleri vardır. Mesela Kurtuluş Savaşı başlarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk Tekalif-i Milliye denilen 10 maddelik bir emir yayınlamıştır. Bu emirle milletimizin elinde bulunan silahtan cephaneye, giysiden yiyecek, içeceğe, makineden binek hayvanlarına kadar savaşta ihtiyaç duyulan hemen her malzemenin belirli bir oranı talep edilmiştir. Milletimiz bu dayanışma çağrısına mecburiyetin ötesinde bir gönüllükle iştirak ederek kendisinin ve evlatlarının geleceği için varını-yoğunu devletine vermekten çekinmemiştir. Kendi tarihlerini bilmeyenler, bugün devletimizin yürüttüğü yardım kampanyasını dahi sabote etmeye çalışarak milletten ne kadar uzak olduklarını bir kez daha göstermişlerdir."

Reis, "devletimizin yürüttüğü yardım kampanyası..." diyor.

Bahsettiğimiz gibi bu kampanya tartışmalı.

Hangi çocukluğumuzda oynardık... "Tıp!" deyince durur, hiç kımıldamazdık. Şu anda geçin Türkiye'yi dünya bu hâlde, biz parti derdine düşüyoruz. Büyük belediyeler CHP'ye geçmeden önce, belediyelerin yardım toplaması hiç tartışılmadı. Ama CHP bu şartlarda yardım kampanyaları başlatınca, baktılar halk bu yöne evriliyor, "Durun!" dediler.

R. T. Erdoğan, M. Kemal'i bir kere daha hatırlamıştı. Kendileri, iktidarlarına, arada "Yeni Osmanlı" deseler de yadırganmaması için "Yeni Türkiye"yi öne çıkarıyorlardı. 10 Kasım 2016'daki konuşmasından:

"Yeni Türkiye kavramının ilk kez Gazi Mustafa Kemal tarafından Nutuk'ta defalarca zikredildiğini burada söylemek isterim. Bu kavram üzerinde bizi yıpratmak isteyenlerin aslından cumhuriyet ruhuna ne kadar uzak olduğunu bilmeniz gerekir. Açıkçası ben Samsun'a çıktığı andan itibaren mücadelesini sadece milletine güvenerek yürüttüğünü söyleyen Gazi'nin mesajlarını hala anlayamayanların olduğunu üzüntüyle karşılıyorum."

Biz Ak Parti'nin "Yeni Türkiye" demeye başlamasından itibaren M. Kemal'in Nutuk'ta "Yeni Türkiye" dediğini hatırlatmış, sayısına kadar vermiştik. "Yeni" olunca, eskisinin de "Türkiye" olduğunu söylemeye gerek yok herhâlde... Osmanlı zamanında yeri gelir "Osmanlı", yeri gelir "Türkiye" denirdi. (Bazı arkaikler "Türkiye" denince lime lime olmuş at gözlükleriyle varacakları menzili şaşırıyorlar!)

"Tekâlif-i milliyye" meselesine geleceğiz. (Yarın).

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları