‘Atat[K]ürk[t]’ümüz Abdullah Öcalan!
“Atat[K]ürk[t]”ümüz Abdullah Öcalan! Varsa o, yoksa o!
Taha Beyimiz, Öcalan’ın okuduğu kitapların listesini çıkarmış... Mustafa Kemal’in de okuduğu kitapların listesi çıkarılmıştı. Mustafa Kemal, altını çize çize okurmuş. Öcalan da çiziyor muymuş; baksaydı!
Mustafa Kemal 3.997 kitap okumuş. 57 yıllık ömre sığan rakam. Hatta son iki-üç yılını hastalıklarla boğuşarak geçirdiği için sınırı 54-55’e çekebiliriz. Öcalan kaç yaşında? Nüfusa göre 1949 doğumlu. Kendisinin bir yerde ifade ettiğine göre ise, asıl 1947. Yani 66 yaşında...
Mustafa Kemal cepheden cepheye koşmuş, savaş ortasında bile okumuş. Bir ara savaş molasında, İstanbul’da, Fethi Bey’le (Okyar) “Minber” adlı bir gazete de çıkarmış, elinde azıcık parası varmış, gazetede batırmış. Günlük gazetenin çıkış tarihi 1 Kasım 1918. 51 gün sürmüş gazete macerası...
Öcalan öyle mi? Şam’daki, Bekaa’daki hayatını biliyoruz. Bir ayağı da Avrupa’da... Kendisi gitmiyor ama her türlü faaliyetini yürütecek adamları, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın muhtelif şehrindeler. Gazeteler çıkarıyorlar. Avrupa’dan müthiş bir destek!
Öcalan, İmralı’da şimdi en güvenilir yerde... Eski tetikçisi, sonra kanlı bıçaklısı Şemdin Sakık’a bakarsanız tek sıkıntısı “harem” inden mahrum kalması.
(18 yıl bir arada olduğu Şemdin’in, “İmralı’da Bir Tiran” kitabında yazdıklarına mı inanmalı, yoksa Öcalan’ı hiç görmemiş, sadece R. T. Erdoğan, MİT Müsteşarı vasıtasıyla görüşüyor diye destek çıkan Taha Bey’e mi inanmak gerekir, bunu okuyucunun basiretine bırakıyorum!)
Mustafa Kemal ancak 20. yüzyıla damgasını vurmuştur. Öcalan her yönden şanslı! Hem 20. yüzyıla, hem de 21. yüzyıla adını altın harflerle yazdırmıştır(!).
Öcalan bir filozof! Taha Akyol Bey, okuduğu kitaplardan zımnen bu sonucu çıkarıyor! Mustafa Kemal ne yapmış ki! Okumuş okumuş bırakmış. Hiç üzerinde düşünmemiş, ders çıkarmamış, yaptıklarıyla suçlanmasın diye bir “Nutuk” yazmış. Onu da, Cumhuriyet Halk Fıkrası’nın kongresinde millete 6 günde, 36 saat 31 dakika okuyarak mecburen dinletmiş. “Nutuk”u onun yazdığı ne malûm! Etrafında Yakup Kadri, Falih Rıfkı, Ruşen Eşref gibi zamanımızda bile aşılamamış yazarlar vardı. Onların dahli olmadığını söyleyebilir miyiz!
“Atat[K]ürk[t]”ümüz Abdullah Öcalan en büyük ideolog, en büyük felsefeci!.. Çağa hemen ayak uyduran, Sovyetlerin yıkılmasıyla Marxistliğini sorgulama erdemini bile gösteren, aşılmaz, erişilmez, yücelerin yücesi! R. T. Erdoğan, “ilelebet ve ebedî lider”, A. Öcalan, “ilelebet ve ebedî barışçı”!
İkisi de Nobel barış adayı! İkisinin heykelini Ankara’nın kalesine, Diyarbakır’ın burçlarına dikmezsek bize yuh olsun!
Zavallı Türk aydını!