Asıl suçluyu gizleyenler

Bir gazete başlık atmış: “Piyango 7 TİP’linin katillerine vurdu.” 1978 Ankara Bahçelievler’de vahim bir hâdise oluyor ve yedi kişi öldürülüyor. Bu hâdiseyi başlı başına aldığınızda gerçekten vahim. Ama önünü arkasını gördüğünüzde, dönemin sıradan bir hâdisesidir ve farkı bir günde yedi kişinin hayatını yitirmesidir. Ölenler “Marxist” diye nitelendirilince, “yandaşlık” öne çıkıyor.
Kabul etmek gerekir ki, 1978’deki bu hâdise darbeye giden yolda bir duraktı. Böyle, binlerce durak vardı. O günler Türkiye’nin en netameli günleriydi. Hakikaten bir mücadele verilmeseydi, durum çok vahimdi ve ülke teslim alınacaktı.
Herkes yatsın kalksın Ülkücülere dua etsin!
(Alper Aksoy 9 Temmuz’da gazetemizde o dönemde olup bitenlerin örneğini isimler ve tarihler vererek yazmıştır. internet sitemizden okuyun lütfen!)
Şimdi birkaç hâdiseyi “dönemden” tecrit ederek manşetlere taşıyanların kim olduklarına bakın, sonra “Ülkücüler”e halkın neden minnet duyması gerektiğini anlayın.
Halûk Kırcı, Ünal Osmanağaoğlu ile Bünyamin Adanalı, Bahçelievler meselesinde ceza almışlardı. Halûk Kırcı, bu meseleden cezasını tamamladı ve serbest kaldı. Ama bir müddet sonra tutup yine hapse koydular. Avukatıyla görüşmüştüm. Kırcı’nın kesinlikle ilgisinin olmadığı bir meseleden hapis yattığını söyledi. O da yakında çıkacak.

***

O dönemde Marxist örgüt mensupları kaç olaya karışırlarsa karışsınlar tek bir ceza alırlarken, Ülkücüler her bir olay için ayrı ayrı ceza alıyorlardı. Bu illet Ülkücülerin yakasını bir türlü bırakmadı. 1999’da Bülent Ecevit’in başbakanlığında DSP-MHP-ANAP ortak hükûmet kurduklarında Rahşan Ecevit Affı’nda yine Ülkücüler mağdur edildiler. (Burada söylenecek çok söz var ama artık susma zamanı! Olanı biteni yakından takip etmiş, Kırcı’nın Adanalı’nın Osmanağaoğlu’nun mağduriyetlerini, haftalık Kurultay gazetesinde ayrıntılı yazmıştım. Bu dizi epey ses getirmişti.)
3. adlî düzenlemede, AKP Manisa Milletvekili Dr. Selçuk Özdağ’ın çabasıyla 12 Eylül öncesi mağdurlarının davası birleştirilmiş ve mağduriyetleri giderilmişti. Selçuk Özdağ da 5,5 yıl hapis yattığı için neler yaşandığını biliyor.
Şimdi Adanalı ve Osmanağaoğlu serbest. “Kin”le hayat bulan malûm odaklar, yakın tarihi tamamen silip sadece bir vahim hâdiseyi öne çıkarıyorlar; bu hâdise üzerinden, Türkiye’yi silkelemiş, uyandırmış, büyük bir tehlikeden kurtarmış hareketi, okların hedefi hâline getiriyorlar.
Adamların kastını şuradan da anlayın: 40 bin kişinin katili gösterilen Abdullah Öcalan tek ceza almıştır. Üstelik onların gözünde masum. Birçoğu Bekaa’ya, Şam’a gidip Mekap’ını yaladı. Şimdi, Murat Karayılan’ı masum göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Avni Özgürel’i bile kullandılar. Hâlbuki, Karayılan, Öcalan gibi de değil; Öcalan yalnız “Öldürün!” diye emir verdi, çatışmalara girmedi. Karayılan askerden, halktan insanlar katlede ede Kandil’in tepesine geldi... Kaç insanın kanı eline bulaşmıştır acaba! Yakalansa tek ceza alacak!
Türkiye’de gerçekler görülmelidir. Yıkıcılara, bölücülere, gammazlara destek verenler itibarsızlaştırılmadıkça selâmet bulamayız.

Yazarın Diğer Yazıları