Asıl PKK'ya itibar ediliyor!
Şu veya bu gazete demeyeceğim... HDP'nin eski eş başı, mevkuf Selahattin Demirtaş'ın Gara için attığı tiviti, huşu içinde veriyorlar. Başlıklara bakalım:
-Demirtaş'tan 13 yurttaşın şehit edilmesine kınama
Gazetenin iç sayfasına geçiyoruz. Başlığa dikkat:
- Selahattin Demirtaş: "PeKeKe'nin elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum"
Selahattin, "şehadet"ten bahsetmiyor. Ama gazete Selahattin'e şirinlik muskası takma sevdasında.
Yukarıdaki başlıkları atan sol-Atatürkçü gazete...
Şimdi bir başka sol gazetenin başlığına bakalım:
-Demirtaş'tan 'Gara' açıklaması: Halka hesap vermesi gereken, iktidardır'
İlk sayfada ve devam sayfasında başlık aynı.
HDP/PKK'ya daha yakın bir başka sol gazete:
-Demirtaş'tan Garê açıklaması: Sorumluluğu HDP'ye ve muhalefete yüklemek aymazlıktır."
PKK'lılar gibi "Garê" yazıyor.
Bu tip gazetelerde ortak nokta Selahattin'in katliamı kınamış olması. "Bakın Demirtaş da kınıyor." demeye getiriyorlar.
Selahattin'in nasıl kınadığına bakalım isterseniz. Diyor ki:
"1-PeKeKe'nin elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum. Ailelerin acısını yürekten paylaşıyor, kendilerine başsağlığı diliyorum. Yaşananlardan dolayı çok üzgünüm."
"2- Diplomatik yollar yerine, siyasi şov amaçlı operasyon sonucunda ortaya çıkan trajedinin sorumluluğunu HDP'ye ve muhalefete yüklemek de aymazlıktır. Halka hesap vermesi gereken, iktidardır."
Selahattin "PeKeKe'nin elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını..." diye başlıyor.
PKK'nın elinde oldukları kesin. Buna itiraz edemiyor. Ama "Kesinlikle PKK katletmemiştir." demeye gelecek söz ediyor.
İkinci tivitinde "diplomatik yol"dan bahsediyor. Selahattin'in kastettiği diplomatik yol, "Devlet"in PKK ile masaya oturması.
Ankara'dakiler davul zurna çalarak operasyona çıktılar. Reis Bey nasıl olsa başaracağız düşüncesiyle, vereceği büyük müjdeden bahsetti.
ABD ve Rusya, İngiltere, İsrail istihbaratı, Irak'ta, Suriye'de her hareketimizi dikkatle takip ediyor.
PKK bu "dış güçler"in kanatları altında... Hemen haber uçuruluyor. PKK, insanlarımızı uçakların göremeyeceği, bombalayamayacağı bir kuytu mağaraya topluyor. Şehitlerimizin cenazelerini gören yakınları da teyit ediyor... Cesetlerde bomba izi yok; kurşun izi var. Kurşunlar da kafalarına sıkılmış. Birinin, babası söyledi, oğlunun cenazesini kendisi yıkamış, kurşun göğsünden girmiş, omuzundan çıkmış. "Boğuşma olmuştur." diyor.
PKK-severlerimiz, bölücü yıkıcı örgüte toz kondurmuyorlar.
Selahattin parmağını oynatsa, iki satır yazsa, hemen ilk sırada veriyorlar. Öyle başlıklar atıyorlar ki, Selahattin'in niyetinden habersizler, ister istemez, "Adamın ne günahı var." diyorlar.
Adam PKK'ya sevgisini hiçbir zaman gizlemedi. Abisi, PKK'nın uzantısı bir partinin başkanıydı. Sonra Türkiye'den gitti, PKK'ya katıldı. Komutanlarından biri oldu. Kendisi de "Dağa gitme konusunda çok bocaladım. Gitmemem de tamamen tesadüf. Tam gidecektim ki bizi dağa götürecek kuryeler yakalandığı için gidemedim." demişti.
Nedir bu Selahattin sevgisi?! Nedir bu masum gösterme çabası?!
Selahattin'in nezdinde PKK'ya itibar ediliyor.