Artinler için
1915 yılı hâdiseleriyle ilgili, dönemin periyodik yayınlarında şaşırtıcı bir sessizlik hâkimdir. Meselâ Türk Yurdu dergisi... İttihat ve Tarakkî'nin politikalarını "Türkçü" zemine oturtan bu dergide Ermeni tehcirinden hemen hiç bahsedilmiyor, desem yeridir.
Dergâh daha sonra, 1921 başında yayınlanmaya başlanmış ve 42 sayı çıkmıştır. Yeni harfli yayını piyasada... (3 cilt, TTK yayını.) Bendeki word dosyalarını taradım, Ermeni kelimesini toplasan 20 kadardır. İki yerde dikkat çekici "Ermeni" kelimesi geçer. Biri Falih Rıfkı [Atay]'nın "Güzel Vatanperverlik" başlıklı yazısında, diğeri de derginin son sayısının son sayfasında bir konferanstan bahsederken. Konferansın verildiği yer de dikkat çekici... Ağrı Dağı'nın yamacında Doğu Beyazıt. Osmanlı sahasında yayınlanan Ermeni gazetelerine dair, araştırıcılar için gerekli bir konferans. Burada, "Ararat"ın (Ağrı) Ermeniler için ne mana ifade ettiği sarih belirtilir. Falih Rıfkı ise şöyle yazar: "Mütarekeden evvel Türkiyeli bir Ermeni'ye göre Ararat'ın sade ismi bile mübarek bir şeydi. Çünkü bu coğrafî isim hâkim devlet nazarında bir cinayetti. Hâlbuki bugün Ararat, İstanbul Ermenileri için bir dağ isminden başka bir şey değildir." (Dergâh, C. 1, S. 5, 20 Haziran 1337 [1921])
Yahya Kemal, Dergâh'ın yayınlanmasına öncülük ettiği, önemli makaleleri bu dergide yer aldığı hâlde, "Ermeni" kelimesi geçmez bile... Hatıralarında bir yerde "Halide Edib Hanım Türk Ocağı'nda, katliâm edilen Ermeniler'in lehinde bir konferans vermiş." cümlesini okuruz. (Siyâsî ve Edebî Portreler, 2014, s. 35), aynı kitapta "Ermeni katliamı" (s. 145); "Çocukluğum, Gençliğim, Siyâsî ve Edebî Hâtıralarım"da, "Ermeni tehciri" (s. 172) der.
Ali Kemal'i biliyorsunuz. "Artin Kemal" diye anılmış, İzmit'te linç edilmiştir. Bir döneme kadar Yahya Kemal'in yakın dostuydu. Biri Millî Mücadele'ye karşı ateşîn yazılar yazmıştır.
Yahya Kemal, hatıralarında, en uzun Ali Kemal'i anlatmıştır:
"Ali Kemal, Rumluğa ve Ermeniliğe karşı mahabbetini ve her türlü Türk milliyetperverliğinden nefretini bu kısa devrede, gayrışuûrî olarak, edindi. Meb'usluğa nâmzedliğini vaz'ettiği [koyduğu] vakit Rum ve Ermeni teşkilâtı maliyesinin kendisine muzaheret ettiğini [destek çıktığını] yakından hissetti. (...) Ali Kemal,... İstanbul işgaal edildiği günlerde, Urfânidis nâmında sinsi bir Rum'un Ayasofya'yı kiliseye çevirmek fikrini ilkaan eden [yerleştiren] bir yazısını, Toprakdaşlık diye Yunan istilâsını meşrûlaştırmaya çalışan diğer bir Rum muharririn makaale silsilesini gazetesine koyacak dereceye kadar getirmişti." (Portreler, s. 81).
Prof, Dr. Tosun Terzioğlu öldü. Birkaç yazı okudum, öve öve bitiremiyorlar. 2005'te, Bilgi, Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerinin başı çektiği "Türkler Ermenilere soykırım yaptı" ana fikirli konferansa Sabancı rektörü olarak tam destek vermiş ve büyük tartışmalara yol açmıştı. Bu konferansın, birilerinin ayranını kabartmadığını, H. Dink'i ölüme götüren taşları döşemediğini kimse iddia edemez. Sonra T. Terzioğlu, H. Dink Vakfı'nın yönetiminde de yer almıştır. Dünü unutmayalım diye yazdım bunları.
(Not: şu yazı dikkat çekicidir: Oray Eğin, "Bilgi ve Sabancı Üniversitesi'nin kodları", Akşam, 18 Ekim 2009).