Artık Reis yapamıyor

ABD medya kuruluşu Wall Street Journal, "Türkiye''de kur krizi, geçim giderini artırıyor, finansal sistemi tehdit ediyor" başlığını kullanan bir haber analiz yaptı. Söz konusu analiz elbette bir Türkiye gerçeğidir. İçinde bulunduğumuz anı anlatıyor.

İktidardakilere sorarsanız sorun yok. Öyle ki Japonya''da dolar Türkiye''den de pahalı ve yıllardır Japonlar bundan şikâyetçi değil. Söyledikleri doğru fakat eksik.

Nedir eksik olan?

Japonya bir sanayi ülkesi.

Her şeyi üretiyor ve satıyor. Bu sebeple Japonya için ne üretiyor sorusundan çok, ne üretmiyor diye sormamız lazım. Bu haliyle Japonya''nın, aynı zamanda ekonomide istikrar, getiride fazla veren bir ülke olduğunun da altını çizelim.

Japonya''da kur ikide bir, bir yukarı bir aşağı inmiyor.

Ayrıca Japonya''da "Haftada 5 gün, 8''er saat çalışan bir işçi toplam olarak 153.600 Yen maaş almaktadır. TL cinsine çevirdiğimizde 8.060,4 TL" etmektedir.

Eğer Japonya''yı örnek verecekseniz, siz de Türkiye''yi üretim cenneti yaptıktan sonra, kişi başına alt geliri 8 bin liraya çıkaracaksınız.

Çok daha önemlisi ülkenin kaynaklarını birkaç müteahhide vermeyecek, ülkenize zarar ettirdiğinizde harakiri yapmayı göze alacaksınız.

Devam edelim.

Gazete yaptığı analizde, "Türk Lirası''ndaki keskin düşüş gıda ve ilaç fiyatlarını artırdı, ülke ekonomisini sarstı. Bu kriz ortalama bir Türk vatandaşı için gıda, ilaç ve diğer eşyalarının artmasına sebep oldu" tespitinde bulunuyor. Aynen söylediği gibi olmaktadır. Alınan hatalı kararların sonucu ise toplumda karşılığını elbette buluyor.

"8 ay içerisinde Türk Lirası dolar karşısında değerinin üçte birinden fazlasını kaybedince" ne oluyor? "Türklerin uzun süredir gurur duyduğu güveni sarsılmış" oluyor.

İsteyen bunun sonucunu Denizli''deki İYİ Parti mitingine bakarak anlayabilir.

İşte bakınız, toplum kendisine yapılanların karşılığını, meydanlarda cevaplandırıyor.

Aksi düşünülemezdi zaten.

Wall Street Journal yaptığı analizde, "Erdoğan güven kayıp etti" diyor.

Çok haklı.

Hem siyasal olarak ve hem de ekonomideki uygulamalarıyla gerçekten de "Erdoğan güven kayıp etti." Uzun zamandır seçmene pompalanan "Yaparsa gene Reis yapar" inancını da aldığı ters kararlarla adım adım eritip çökertti. Özellikle ekonomi politikalarıyla açık ve net olarak görülüyor veya görülmektedir ki, Reis yapamıyor, üstesinden gelemiyor.

Öyle ise ne olacak?

"Kim yapabilir" sorusu akıllara gelecek.

Kim yapabilir?

Muhalefet hep bir ağızdan bu soruya "endişe etmeyin biz yaparız" diyor.

Kim yapabilir sorusundan sonra ikinci soru peşinden geliyor.

Nedir o?

Nasıl yapacaksınız?

İşte burada muhalefetin inandırıcı bir açıklama yapması lazım.

Yetmez.

Bu açıklamayı sürekli tekrarlayarak her kesimin zihnine yazması lazım.

Denizli meydanı önemli bir gösterge. Hem İYİ Parti açısından ve hem de muhalefet açısından. Seçmen davranışlarının yönelimi açısından da önemli.

Reis''in yarattığı ekonomik baskı ve apaçık görünen çözümsüzlük politikası, ister istemez "sandığı getirin" çağrısını akıllara getiriyor. Lakin asıl olan iktidarın yarattığı inatçı politikaların ülkeye vereceği zararın, sorunları daha da derinleştireceği endişesidir. Bu endişe, hem mali ve hem de psikolojik yük taşımaktadır.

Peki, ne olacak?

Güven veren kazanmaya devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları