Arapçayı kutsamak Kur'an'ı anlamamaktır!
Haberler peş peşe... "Şeriat Çalıştayı düzenlendi, İstiklal Marşı Arapça okundu, İlahiyat Fakültesi Dekanı 'Arapça kutsal bir dildir.' dedi..."
Birtakım cemaat ve vakıfların MEB'le el ele kol kola haberleri ise vak'a-i âdiyeden... Sıralasak sayfalar yetmez.
"Şeriat Çalıştayı" derken... "Çalıştay" kelimesi neyin karşılığı, anlayamadım! "Sempozyum" mu, "kongre" mi, "toplantı" mı, Batıya özenti ifadeyle "atölye çalışması" mı, "panel" mi? Belli ki "kurultay" kelimesine bakarak "çalıştay" çıkarmışlar.
(Ara not: "Kurultay" yeni bir kelime değil. Meselâ; Ömer Seyfettin, 1914'te yayınlanan "Türklük Mefkûresi"nde şöyle bir cümle kurmuştur: "Anadolu Türk beyleri büyük bir kurultay yani meclis kurarak Ertuğrul'un oğlu Osman Bey'i kendilerine 'Hakan' intihab ettiler. [seçtiler]" Ziya Gökalp'in, Türk Yurdu'nda 1913-1914 yılları arasında "Türkleşmek İslâmlaşmak Muasırlaşmak" başlığı altında yayınladığı bir seri makalede "kurultay" kelimesi yer almaz. Belki ihtiyaç duymadığı için kullanmamıştır. Bunun yanında 1923'te çıkan "Türkçülüğün Esasları"nda "kurultay" kelimesiyle sık karşılaşırız.)
Sırasıyla gidelim:
"Dinciler Şeriat Çalıştayı düzenlediler." demeye gelen başlıklar atılıyor.
"Dinciler", çok önce yazdım, tehlikeli hem de çok tehlikeli bir isnat. Karşı tarafı "dinci" diye itham ettiğinizde, ister istemez siz "din" dışına çıkıyorsunuz. "Dinci" denmemeli, başka sıfat bulunmalı.
Başlık "şeriat" olunca, eskilere gidiyor insan. "İrtica" ve "şeriat"ı yan yana kullanırlardı. Bu da samimi Müslümanları üzerdi. İkilikler, tartışmalar hep bu yüzden çıkardı. "Din"i, bir alana hapsetme, yapabilirlerle hiç gün yüzüne çıkarmama çabasındaydılar.
"Şeriat Çalıştayı" haberini okuyan sanır ki, düzenlenen toplantının adı bu. Değil. Haberin spotunda mesele anlaşılıyor: "Anadolu İlahiyat Akademisi, eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu'nun danışmanlığında, 2020 yılı nisan ayında "Değerlerden Pratiğe Ortak Bir Fıkıh-Hukuk Politikası" başlıklı bir çalıştay düzenleyecek."
Böyle bir toplantı gayet normal. Başka şeylere yormak, eski saplantı. Geçiyoruz.
"İstiklâl Marşı Arapça okundu" haberi... Meğer bazı üniversitelerde "Arapça Konuşma Kulübü" varmış. Başka diller için de kulüp var mı, bilmiyorum. Bu kulüp Arapça günleri tertip etmiş. Toplantıda, iki öğrenci, İstiklâl Marşı'mızı Arapçaya çevirip okumuşlar.
"İstiklâl Marşı'nı Arapça okudular!" diye ortalığı yıkıyorlar. Böyle bir gün düzenleniyorsa, öğrenciler maharetlerini de oraya koyuyorlar. Bazıları İstiklâl Marşı'mızı tercüme etmiş. Yoksa marşımız Arapça okunmuş değil.
Arapça günlerini "masum" görmek istiyorum ama Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Doğan, masumiyetin çok ötesine geçen bir konuşma yapınca kuşkuya düştüm. Dekan Bey, "Arapça kutsal bir dildir." diyor. Mantıkla ve esasında "Kur'ân"la bağdaşmayan bir konuşma.
"Arapça kutsal mı?" başlığıyla çıkan yazımı burada tekrar etmeyeceğim. Kutsal olmadığını Kur'ân-ı Kerîm'den ayetlerle ortaya koyduğumu düşünüyorum. 9 Haziran 2017 günkü yazımı, hususiyetle Dekan Bey'in okumasını isterim. İtirazları varsa buyursunlar, köşem açık.
Dini ne başka türlü anlatalım ne de başka türlü anlayalım.
İdeolojik saplantılar bizi uçuruma sürükler.