Anayasa'ya karşı 'etnikçilik'
Yakın zamanda yine etnisite üzerinden politika yapılması bana Anayasa''yı hatırlattı. İlk üç maddeden ve ilk üç maddenin değiştiremeyeceği kaydını düşen 4. maddeden bahsettim. Yine Anayasa''nın dibacesini özetleyen 66. maddeyi verdim.
66. maddeyi bir daha okuyalım: "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk''tür."
Maddelere geçilmeden önce Anayasa''nın ruhunu aksettiren bir başlangıç var. Dün yazımızı şöyle bağlamıştık:
"Şu soru karşımıza çıkıyor: ''Dibace'' değiştirilebilir mi?
Anayasanın ikinci maddesinde "Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan..." deniyor.
Değiştirilemez maddesinde dibacedeki temel ilkelerden bahsettiğine göre, ''Başlangıç''a müdahale edilemeyeceği belirtiliyor. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim; ''Başlangıç'', "Türk vatanı" ile başlar, ''Türk Cumhuriyeti''yle devam eder, ''Türk milleti''yle biter.
Anayasa hazırlığı var. İktidarla birlikte hareket eden parti, bir bir maddelerini yazdı ve diğer partiye dosyayı verdi. Bu partiyi iyi tanıdığım için Anayasa''nın ruhunun değişmeyeceğini de biliyorum.
Ruhu değişmeyeceğine göre, anayasayı yeni rejime uyduracaklar. Çünkü, bu rejim arizî, falsolu, her yeri delik deşik; çökmeye mahkûm. İleride çöktüğünde Anayasa''yı çiğnediniz demesinler, mantığı yürütülüyor.
Anayasa Kur''ân değil; değişmez diye bir şey yok. Darbe yaptılar, iki defa anayasa değiştirdiler.
20 yıllık bu hükûmet döneminde de Anayasa üzerinde 12 defa oynandı.
"Başlangıç" kısmını tekrar hatırlatacağım... Daha ilk cümlede ne diyor:
"Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk''ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda..."
Başlangıç''ta dördüncü paragrafta kuvvetler ayırımından bahsediliyor ki, şu anda kuvvetler birliği var ve tek adam yönetimi esas. Yani Anayasa''nın ruhunu geçin tamamı çiğnenmiştir.
Başlangıç''ın kimin/kimlerin kaleminden çıktığını bilmiyorum. Üslûba bakılırsa ne sosyolog dokunmuş, ne dilci. Yazanlar coştukça coşmuşlar:
"Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı..."
Hukukçular, Başlangıç''ın değiştirilip değiştirilmeyeceği tartışmasına girmişlerdir. Kimi hukukçular Anayasa''nın 4. maddesinin, ilk üç maddeyi bağladığı gibi, Başlangıç''ı da bağladığında ısrarlılar.
Başlangıç 1995''te değiştirilmiştir. Bu tartışmalara girmenin bir manası yok. Şu anda Başlangıç ne ise onun üzerinden konuşabiliriz.
Başlangıç''ın sonuna doğru daha coşkun ifadelerle karşılaşıyoruz:
"Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla…"
Anayasa''nın ruhu böyle olduğu hâlde, "etnik sorun" denebilir mi?
Yine tartışacağız.