Ana dilde eğitimde kasıt nedir?
CHP''nin milletvekillerinden Sezgin Tanrıkulu, Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer''e, seçmeli dil derslerini ve bu dersleri seçen öğrenci sayısını sormuş. Haberi okuyalım:
"Mahmut Özer, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında 20 bin 265 öğrencinin, dil bilimcilerin Kürtçenin lehçeleri olarak kabul ettiği Kurmancca ve Zazaca dersini seçtiğini açıkladı.
Bakan Özer ayrıca, 5-6-7 ve 8''inci sınıf öğrencilerinin Adığece (Latin alfabesinde), Abazca (Kiril alfabesinde), Lazca, Gürcüce, Arnavutça, Boşnakça dillerini de tercih edebildiğini bildirdi."
Mahmut Özer, cevabında diğer mahallî diller için "tercih edebildiğini" dediğine göre, bu dillerin tercih edilmediğini mi söylemiş oluyor? Muhtemelen öyle.
Bir de şunu öğrenseydik: Hangi illerde kaç öğrenci, mevcut okulların kaçında Kurmanccayı ve Zazacayı seçti?
Türkiye''de Araplar da yekûn tutar. Onların da bir tercihi olmuş mudur, yoksa Arapça da okutulduğu için imam hatibe mi gidiyorlar?
İnsanın ana dili kutsaldır. İsteyen istediği dili öğrenir.
Benim tercihim mahallî dillerin akademik seviyede araştırılması, siyasete malzeme yapılmamasıdır. Bunu rahmetli Prof. Dr. Kadri Yıldırım''la sık tartıştım. (Kendisini zamansız kaybettik. Son konuştuğumuzda kitaplarını göndereceğini söylemişti.)
Şubatın 21''i ana dil günüymüş. PKK ile paralel yürüyen İnsan Hakları Derneği, ana dil gününe dört elle sarılıyor ve meseleyi Kürtçeye getiriyor:
"Dünya üzerinde egemen olan devletlerin asimilasyoncu politikaları, tekçi uygulamaları nedeniyle egemen ulusun dili diğer topluluklara da zorunlu hale getirilmektedir. (…) Halkların kendi dillerinde konuşma, eğitim alma, yaşamlarını ve kültürlerini devam ettirmeleri sağlanmalıdır. (…) Türkiye''de çok sayıda dil olmasına rağmen, Türkçe dışındaki bazı diller 5''inci sınıftan başlamak üzere seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Üstelik bir okulda 10 kişiden daha az öğrenci bir dili seçmesi durumunda o dilin okutulması mümkün olamamaktır. (…) Ülkemizin çözüm bekleyen en temel sorunlarının başında gelen ''Kürt Sorununun'' çözümü ve toplumsal barışın sağlanmasının en temel ilerleme araçlarından birisi kuşkusuz her bireyin kendisini ait hissettiği topluluğun dili ile özgürce gerçekleştirme olanaklarına kavuşmasıdır..."
İHD sonunda ağzındaki baklayı çıkarıyor!
Eski Ak Parti Milletvekili Mehmet Metiner, "Kürt" arkadaşlarıyla yeni bir dernek kurduğunu açıklamıştı. Onun "Türkiye Kürtleri olarak iki şey talep ediyoruz: 1- Koşulsuz ve katıksız bir demokrasi, hür ve eşit yurttaşları olan demokratik bir cumhuriyet. 2- Ortak vatanımızda tek devlet, tek bayrak ve tek millet anlayışıyla eşitliği ve kardeşliği önceleyen birlikte yaşam." sözünü vermiş, tek bayrak ve tek milletin bir çatı adı olduğunu hatırlatmıştım.
Bu çatının adında anlaştıktan sonra kim ne derse desin mesele kalmaz.
Kürtçe eğitim meselesini nereye kadar götürebiliriz?
Kürtçe isteyenler iki türlü: İyi niyetliler, kötü niyetliler...
İki türün de elleri altında bulundurmaları gereken kitapları sıralayacağım:
"Prof. Dr. Orhan Türkdoğan: Güneydoğu Kimliği-Aşiret Kültür İnsan, Ali Tayyar Önder: Türkiye''nin Etnik Yapısı, Prof. Dr. Mustafa E. Erkal, Etnik Tuzak Kimlik ve Açılımlar, D. Ahsen Batur: Kürdoloji Yalanları, Prof. Dr. Ahmet Buran-Berna Yüksel Çak: Türkiye''de Diller ve Etnik Gruplar, Doç. Dr. Ersin Erkan: Anadil Meselesi-Dil, Kimlik ve Politika, Dr. İrfan Sönmez: 1-Kürt Sorunu mu Devletleşme Sorunu mu?, 2- Anadilde Eğitim Milliyetçilik ve AB Hukuku, 3-Self-Determinasyoın Ayrılma Girişimleri ve Kürtler…
Başkalarının maşası olmadıktan, birliği bozmadıktan sonra her şey tartışılır.