Altan Tan yeni bir parti kurabilir

Altan Tan, PKK-BDP desteğiyle Diyarbakır’dan milletvekili seçildi. Aldı başını gidiyor. Seçimden önce Başbakan Recep T. Erdoğan’a söylemediğini bırakmadı. Seçimden sonra Şeyh Said’in derdine düştü. Geçen gün Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edildiği yerde anma toplantısı düzenletti. Biri orada “Bir dakika saygı duruşu” demiş, Altan fırlamış: “Ne saygı duruşu! Fatiha okuyacağız!”
Tam bir kışkırtıcı... Kemalizmden girdi İstiklal Mahkemesi’nden çıktı.
Şeyh Said, Altan Tan’ın “millî kahraman”ı oldu.
Bu Abdullah Öcalan’ın hiç hoşuna gitmeyecek.
Tek kahraman vardır: Öcalan!
PKK sosyalist bir kuruluş... Sosyalistler (komünistler) aynı zamanda laiktirler! Bir farkları; laikler dinle devlet işlerini ayırırlar, dini mümkün olduğu kadar alt kademelere indirirler, sosyalistler (komünistler) ise ele gün karşı göstermelik bir iki camiyi açık bırakırlar, sonra dinî yok sayan propagandayı her fırsatta yaparlar.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Diyarbakır’da Kutlu Doğum Haftası’na katılmış ve “şehitler” için saygı duruşunda bulunmuştu. Altan’a göre, “Kürdistan şehitleri” nden bahsetmemek “alçaklık”mış.
Bu kadar mı gözünü bürüdü etnikçilik Altan Tan! “Türk” deyince, “şehit” deyince nevrin nasıl dönüveriyor!. Anacığına bari saygılı ol. Muhterem kadın Türkçeden başka dil bilmez!
(Öcalan’ın da anası Türkçeden başka dil bilmezmiş! İmralı’da, mahkemede, övüne övüne anlatmıştı. Şahidi benim!)
Altan, Diyanet İşleri Başkanı için “Fındık kadar akıllarıyla karpuz kadar aklı olan Kürtlere akıl öğretmeye çalışıyorlar” demiş.
Başkan Karadenizli ya... “Fındık” oradan geliyor. “Karpuz” ise Diyarbakır’ımızın meşhur karpuzu...
Altan, 12 Eylül öncesi Millî Mücadelecilerle birlikteydi. Onlar arasında ismi “Kolejli çocuk” tur. Mücadeleciler dağılınca Refah Partisi’ne geçti. Altan, 1991 seçimlerinde RP-MHP ittifakında MHP’ye korkunç bir düşmanlık gösterdi.
Bir ara HADEP-PKK’daydı. Sonra Aydın Menderes’le beraber parti kurdu. Bir baktık onlardan da uzaklaşmış. Kitabı var: Öcalan’a demediğini bırakmıyor. Öyle laflar söylemiş ki, yenilir yutulur gibi değil.
PKK, Altan’da ne keramet gördüyse, Son Stalin’e karşı ağır konuşan Altan’ı milletvekili seçtirdi.
Altan’ın da zaten tek derdi seçilmekti. Artık yollarını ayırmak için Öcalan’ın, Karayılan’ın bile ötesine geçecektir. “Değişim” e, “dönüşüm” e hep açıktır!
(Altan Tan, Mehmet Metiner -şimdi AKP milletvekili-, Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu ile televizyon kanalında karşı karşıya gelmiştim. Vaziyet 3’e 1’di. Sonra Mehmet Metiner de benim gibi konuşmaya başladı. Bu programın kulisinde, eski “dost” olan Metiner ve Tan birbirlerine çok laf soktular. Özel konuşmalar olduğu için her ikisinden de izin almadan yazmam yakışık almaz. Yeri gelmişken belirteyim: Emre Uslu, saf, temiz bir insan... Nasıl oldu da bu kadar liberalleşti, anlamıyorum.)

***


Bölücülerin izinden gitmeyi, “Kemalizmle” , “Türk’le” hesaplaşmanın bir yolu gören “neo-İslâmcılar” Altan Tan’a baksınlar ve nasıl bir rezilliğin, nasıl bir gafletin, nasıl bir “ihanet” in (demeli mi? Yoksa daha erken mi bu sözü kullanmak için!) içine düştüklerini anlasınlar.
Elif Çakır ismine bazen televizyon kanallarında, bazen bir gazetenin köşesinde rastlardım. “Başörtülü imtiyazlılar” dandır. Star’daki köşesini ilk defa okudum. Altan Tan’ın Prof. Dr. Görmez’e “alçak!” demesini sitemkâr bir dille tenkit ediyor: “Sen benim Altan ağbimdin, seninle nice karpuzlar yiyecektik... Oldu mu şimdi!” demeye getiriyor.
Altan’ı iyi takip edin. Yılların hıncını çıkarmak için kendisini ateşe atmaktan bile çekinmeyecektir.
Allah encamını hayreylesin!

Yazarın Diğer Yazıları