CHP Grup Başkan Vekili Sayın Ali Mahir Başarır’ı CHP’nin son kurultayında biraz daha yakından tanımıştım.

Daha doğrusu, kendisi kamuoyuna farklı bir yönünü tanıtmıştı.

Kurultay’da seçimi Sayın Özgür Özel’in kazanmasıyla birlikte gösterdiği kontrolsüz o sevinç, doğrusu anlaşılır gibi değildi.

*

Niye o kadar sevindi?

Neden öyle oldu hâlâ merak ederim!

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’yla nasıl bir problemi vardı?

Var mıydı bilmiyorum, ancak bu sevincin göze battığı da çok açıktı.

*

Evet siyaset bir şov sanatıdır.

Bunu biliyorum.

Ancak bu şov, milletin rahat ve huzura kavuşturulması adına yapılır…

Genel Başkanı konumundaki birinin kaybetmesi sonrasında değil.

*

Aynı şekilde, -muhatap iktidar partisinin üst düzey yetkilileri olunca- ağızdan çıkanın kontrol edilmesi de çok önemli.

Maalesef Sayın Başarır, sevincinin ayarını kaçırdığı gibi bazen hitabetinin de ayarını kaçırmayı başarabiliyor.

Bu konuda “Daha dikkatli ve hassas olmalı” dedim.

*

Şunu da biliyorum ki sinkaflı konuşanlar, gereksiz meydan okuyanlar uzun vadede kaybetmişlerdir.

Hele de iftira atıp yalan konuşanlar, hangi mevki ve unvanda olurlarsa olsunlar, seviyelerini aşağıya çektiklerinden hiç kuşku duymuyorum.

*

Marmara Üniversitesi, Hukuk mezunu olan Mersin Milletvekili Av. Ali Mahir Başarır, aynı zamanda, aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yapmış.

Yetmemiş, Amerika’da Çapraz Sorgu Yöntemleri Eğitimini de almış Sayın Başarır.

*

O nedenle bence:

Daha sakin…

Daha aklı başında…

Daha şaşırtıcı…

Daha etkili konuşma ve davranış biçimleri sergileyebilir.

En verimli dönemini yaşıyor olan Sayın Başarır’ın, mutlaka öfke kontrolüne bir çözüm bulması gerekir.

*

Daha önce kendisiyle karşı karşıya gelmedim.

Belki de çok iyi, çok kibar biri.

59 yaşında ve en verimli çağında, CHP’ye, Mersin’e ve ülkesine faydası olabilecek olan bir milletvekili.

*

Mesela geçtiğimiz ay sonunda AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada siyasi teamüller içerisinde:

Hicivli…

Kaşıyıcı…

Hatta muhatabını tahrik etmeye müsait bir şekilde demiş ki:

“Emeklilere faydanız dokunsun istiyorsanız talimat verin belediyeleriniz SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödesinler.”

Sayın Erdoğan’ın kendisi belediyelere borçlarını ödeme talimatı vermiş midir?

Bildiğim kadarıyla vermemiş.

Amaç ne?

Bağcıyı dövmek.

Düşünsenize, emeklilere kendileri fayda sağlayabilecekken, emeklinin nezdinde ibreyi CHP’ye çeviriyor.

*

Bence siyaseten sahiden akıllıca bir manevra.

Sayın Başarır’ın bu ifadeye tebessüm etmesi gerekirken, buna öfkelenmiş.

Sayın Erdoğan da bunu istiyor işte.

Muhatabını öfkelendirmeyi…

Hatta dengesizleştirmeyi.

Hata yapmasını.

Hedefine ulaşmış da.

Sayın Başarır’ da akıl verircesine Sayın Erdoğan’ı vatandaşa şikâyet ediyor.

*

Yanlış!

Sayın Erdoğan ne yaptığını biliyor…

Vatandaş da onun ne yaptığını biliyor.

Ama vatandaş, sizin ne yapacağınızı bilmiyor Sayın Başarır.

Siz ne yapacağınızı anlatın…

İktidara aday bir partinin Grup Başkan Vekili olarak beden dilinizi ve sözcüklerinizi biraz daha verimliliğe ve faydaya yönelik kullanın, derim.

*

Benden söylemesi…

Kendinizi harcamayın…

Kendinizi harcatmayın, derim.