Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

AKP'nin tükenmişlik sendromu başımıza iş açacak!

Tükenmişlik sendromu Herbert Freudenberger tarafından başarısızlık, yıpranmışlık, güç ve enerji düzeyinin azalması, tatmin edilmez isteklerin oluşması sonucunda içsel kaynaklarında oluşan tükenmişlik durumu olarak tanımlanır. Bu tanımı alıp siyasete uyguladığımız zaman AKP özelinde şunu görüyoruz:

1-İktidar nimetlerine kavuşan AKP'nin zamanla kuruluş prensipleri olan 'adalet' ve 'kalkınma' kavramlarından uzaklaşmaya başladığı iddia edilmiştir. Parti merkez yönetimi çevresinde, yarı çapları farklı kişi ve firmalardan oluşan rant halkalarının, kaynakları büyük bir iştahla kendilerine transfer ettikleri eski partililer ve muhalefet tarafından dile getirilmektedir.

2-Yine bu kesimler 'Adalet' ve 'Kalkınma' prensiplerinden uzaklaşmanın somut delili olarak, kuruluş kadrolarının tasfiye edilerek partiden uzaklaştırılmasını göstermişlerdir. AKP'den uzaklaşan kesimler, mevcut parti yöneticilerine 'ülkü' amaçlı değil, çıkar 'rant' amaçlı siyaset yapıldığına dair suçlamalar da yapmışlardır.

3-AKP'nin ekonomi, iç ve dış siyasetteki başarısızlıklarına bağlı olarak geniş halk kitleleri büyük acılar çekmeye başlamıştır. İşsizlik 10 milyonun üstüne çıkmış, enflasyon %30 seviyesini geçmiş, firmalar verimlilik ve rekabet güçlerini kaybetmiş, Lira büyük değer kayıplarına maruz kalmış, sadece dış ticaret açığı 2020 yılında 40 milyar dolar olmuş, buna karşılık rezervler boşalmış hatta eksiye dönmüştür.

4-Ülkedeki tarım ve hayvancılık faaliyetleri de yanlış politikalardan dolayı ağır darbe almıştır. Bu durum azalan üretim seviyesi ve artan gıda fiyatlarından anlaşılmaktadır. Bir zamanlar kendi kendisine yeten Türkiye, tarımsal ürünlerde de tıpkı sanayisi gibi dışa bağlı hale gelmiştir.

4-AKP politikalarındaki en büyük başarısızlık ise eğitim sisteminin yazboza dönerek çökmesi, toplumun sağlıklı kalması adına son kaleler olan üniversitelerin de yandaş zihniyete boyun eğdirilmesi olmuştur.

5-AKP bütün bu sorunları kamufle etmek için yapay gündemlere sarılmakta, Fikri Sağlar'ın 'Türban' İlker Başbuğ'un '27 Mayıs' açıklamalarından yararlanarak gündem belirlemek istemektedir.

AKP'nin başarısızlığı, yıpranmışlığı ne yazık ki kendisi ile kalmamakta, ülke yönetiminde oldukları için topluma ekonomik, politik ve sosyal maliyetler olarak da dönmektedir. Ayrıca AKP bu maliyetlere itiraz edenlere gün geçtikçe daha agresif bir şekilde yaklaşmakta, bütün toplumu kontrol etmek gibi son derece tehlikeli bir hayale kapılmış gibi görünmektedir.

Yanlış ekonomi ve siyasetin yarattığı maliyetler sembolik olarak kimi zaman Boğaziçi Üniversitesi kapısında bir kelepçe ile, kimi zaman işten atılan gazetecilerle, kimi zaman da semt pazarlarında artıklardan beslenmeye çalışan vatandaş görüntüleri ile kimi zaman da traktörü haczedilen köylünün haykırışı ile karşımıza çıkmıştır.

AKP tükenmişlik sendromu yaşarken siyasi ömrünü uzatmak için; demokrasi, insan hakları, liyakat, adil gelir dağılımı, israfın durdurulması, adil ihaleler yapılması gibi yolları seçmek yerine, baskı, korkutma, yıldırma, gerginlik, gündem saptırma gibi yolları tercih etmektedir. Bu tarz ise hem kendisini 2023 seçimlerinde büyük hezimete uğratacak, hem de o yıla kadar toplumun ödeyeceği ekonomik, politik ve sosyal maliyetleri artıracaktır.

Umarız AKP yaşadığı bu sendromu geride bırakarak, bir an önce 2002 yılında topluma vaat ettiği; AB hayaline, düşük enflasyona, adil gelir dağılımına, liyakata ve düşünce özgürlüğüne saygı prensiplerine geri döner.

Yazarın Diğer Yazıları