AKP'nin karanlık tüneli
R. T. Erdoğan'ın "Dimdik ayaktayız." dediğine bakmayın. Ak Parti miadını doldurdu. R. T. Erdoğan'ın salı konuşmasında söyledikleri bir avuntudur:
"AK Parti, asla seçimden seçime milletin karşısına çıkan, seçimden seçime görünmeye çalışan bir parti olmamıştır. Biz yılın 365 günü, günün 24 saati bilfiil çalışan, işleyen milletimizle gönül gönüle yol yürüyen bir partiyiz. AK Parti'nin kurulduktan 15 ay sonra iktidara gelmesinin ve 17 yıldır bu konumunu sürdürmesinin gerisindeki sırrı merak edenler işte buraya baksın. Milletimiz, ortaya koyduğumuz siyasetle yaptığımız hizmetlerle, olaylar karşısındaki tavrımızla, duruşumuzla, sözümüzle, muhabbetimizle bizi kendisinden bir parça gördüğü için hep yanımızdadır. Bu anlayışla halka tepeden bakanların, milleti kendi ajandalarının bir aracı olarak görenlerin, insanların dertlerini ve beklentilerini hiçe sayanların devrini sona erdirdik. Sadece eski Türkiye'nin hastalıklı siyaset tarzını çöpe atmakla kalmadık, yönetim sistemini de değiştirerek bunu kalıcı bir hale getirdik."
ANAP da zamanında, Türkiye'nin pek alışmadığı ataklara geçti. Her şeyden önce telefon meselesini halletti. Daha birçok şeyler yaptı ama, diğer taraftan teröre taviz verdi. Şimdiki gibi, A. Öcalan baş üstünde tutuldu. Bekaa'da basın toplantısı düzenlettirildi, Türkiye'den gazeteciler gönderildi; övgüler düzdürüldü. Kayırmacılıkta, kabilecilikte sınır tanınmadı. Kendilerini tenkit eden gazetecilerin üzerine gidildi. Bizzat telefonlar edilip yazarlar kovduruldu ve hatta o sıra bünyesinde bulunduğum Türkiye'nin en büyük "sağ" gazetesi batırıldı.
Şimdi ANAP nerede? AKP, ANAP'ı incelesin kendisini görsün!
Türkiye Cumhuriyeti'nin en uzun hükûmeti, Ak Parti Hükûmeti. Ak Parti dediğimize bakmayın, önce R. T. Erdoğan var, sonra yine R. T. Erdoğan var. Kendisi de bunu söylüyor zaten. Enaniyette sınır tanımıyor,"En çok hayıflandığım konulardan biri şöyle dişime göre bir ana muhalefet bulamayışımdır." diyor.
Yukarıya aldığımız R. T. Erdoğan'ın sözlerine bakarsak, Türkiye'de, hiçbir partinin esamesi okunmamalı; o kadar büyük hizmet verilmiş.
Bırakın her şeyi bir tarafa, şu darbe meselesine gelin. Bir cemaat darbeye kalkışıyor. Nasıl güç kazandı da darbeye kalkıştı? Güçlendiren kim?!
Bunun cevabını verirseniz, AKP'nin nasıl kayırmacı, nasıl kabileci, nasıl kendine yontucu olduğunu görürsünüz.
Kimlerin bu dönemde zenginleştiğini incelemeyin isterseniz... Aklınız çıkar!
Çaresizliğe bakın siz... Büyük şehirlerin belediye başkanlığı elinden çıktı. R. T. Erdoğan âdeta yağmur yağmasın duası ediyor: "Gelen haberler hayra alamet değil. Üç ay gibi bir süre sonra havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor. Benzer şey Ankara için de geçerli..."
Bu sözlerin öncesinde kendisinden örnek veriyor. İstanbul'a belediye başkanı seçildiğinde, nasıl su getirdiğini anlatıyor. Biz de yaşadık o dönemi... CHP'li Nurettin Sözen zamanında hava kuraktı ve barajlarda su dibe vurmuştu.
R. T. Erdoğan'ın şahsında "hikmet" arayanlar için söyleyeyim... R. T. Erdoğan'la birlikte yağmur da geldi, kar da geldi! Barajlar doldu. Mesele budur.
Unutulmasın ki, şimdi, R. T. Erdoğan'ın her şeye hâkim göründüğü şu zamanda yağmur yağmıyor!
Ve... Her şey yolunda olsaydı, Ak Parti içinden iki parti birden çıkmazdı!