AKP’de gerçekçi bir ses!
Ak Parti’nin “çözüm süreci”nin (veya “Yeni PKK açılımı”nın) “gerçekçi sesi” Prof. Dr. İdris Bal’la konuştuklarımı bugün vereceğimi belirtmiş ve hususiyetle AKP’nin yönetiminin kendi milletvekilleri İdris Bal’ın söylediklerini dikkatle okumalarını gerektiğinin altını çizmiştim.
İdris Bal, uluslararası ilişkiler üzerine çalışan bir ilim adamı. Güvenlik, etnisite asıl ilgilendiği alan... Sekiz kitabı ve çok sayıda makalesi var.
Ne yazık ki, ses alıcısı âletin azizliğine uğradım. Benim sorularım anlaşılıyor ama İdris Bal Bey’in açıklamaları hiç gelmemiş. İdris Bey’den özür diliyorum. Aklımda kalanları özet olarak çok kısa verebileceğim. (Böyle bir olay Çeçenistan’da başıma gelmişti. Cehar Dudayev’e muhalif, Ruslardan destek alan bir grubun başıyla güç belâ görüşmüştüm. Meğer ses alıcısı açık değilmiş! Sonra telâfi etmiştim.)
Önce, İdris Bal Bey’e, çok güzel açıklamalarda bulunduğunu ve dobra dobra, parti yönetiminden korkmadan konuştuğunu belirttim.
O, ilim adamı haysiyeti taşıdığını, bu ülkenin insanı olduğunu, ülkesini sevdiğini, inandığını ve bildiğini herkesin söyleyebilmesi gerektiğini belirtti.
Dün de yazdığım gibi, ona göre “barış süreci” işlemiyor ve her şey PKK’nın lehine...
Şunu merak etmiştim. Onun bir ay kadar önce, “barış süreci” dedikleri vaziyetle ilgili bir rapor hazırladığı basın-yayın organlarında yer almış ve biz de yazılarımızda temas etmiştik.
İdris Bal, meğer o raporu, daha “Yeni PKK Açılımı”nın başında hazırlamış ve çok isabetli bir sonuca varmış. (Bu söz bana ait.)
Martın ayının önemini biliyorsunuz. 21 Mart, nevruz... Nevruz, yine biliyorsunuz, bütün Türklerin ve Orta Doğu halklarının bayramı olmaktan çıkmış, PKK’nın hususî “başkaldırı şenliği”ne dönüşmüştür. Türkiye’de nevruz deyince A. Öcalan’ın “başkaldırı şenliği” akla gelir.
Okumuşsunuzdur, “kara bir gün” diye nitelendirdiğim, geçen “meş’ûm nevruz günü” Abdullah Öcalan’ın, İmralı’dan gönderdiği “Yeni PKK Açılımı” nı fitilleyen “Ulusa Sesleniş” mektubu okunmuş, Ak Parti yönetimi ve “yandaş” goygoycuların laf boğuntusuyla ülkede bir başka rüzgâr estirilmek istenmiş, selâmete çıkacağımız iddia edilmişti.
İdris Bal, bu açılımın “barış” getirmeyeceğini daha başında anlamış ve A. Öcalan’ın “Ulusa sesleniş” nutkunun hemen akabinde, mart ayının sonunda, 75 sayfalık raporunu tamamlayarak Recep T. Erdoğan’ın önüne koymuş.
İdris Bal Bey’e sordum: “Erdoğan ne dedi? Sizinle görüştü mü?”
R. T. Erdoğan koskoca rapor hazırlayan kendi milletvekiliyle görüşmemiş ve rapor üzerine tek kelime etmemiş.
İdris Bal Bey’in anlattıklarından çıkardığım sonuç itibarıyla R. T. Erdoğan, işin uzmanıyla değil, kendi düşündüğünü tasdik eden isimlerle, “Yeni PKK Açılımı” nı yürütüyor, “Bu iş olmaz!” diyenleri, “uzman” olsa dahi, hiçbir surette kaale almıyor.
“Lider” bu değildir!