'Âkil adamlar' tezgâhı

Yeni “âkil adamlar”, “Kandil’in ışığı” altında pazara sürülüyor. Bu, PKK’nın sonuç almak için her yolu denediğini gösterir. Bir tarafta, silâhlar kan kustururken, bir taraftan “müzakere” kapılarını açacak manevralar yapılacaktır. Kimileri “Kandil”den aldığı işaretle harekete geçer, kimileri de “Kandil”in işaretini beklemeden, nasıl olsa işaret verilecektir, beklemeyelim, der.
“Âkil adamlar” diye ortaya atılan isimlerin hemen hepsi PKK tezlerini dillendiren insanlar... İçlerine, İslâmcılıkları kendilerinden menkul bir iki isim katınca denge kurulmuş olacak.
“Âkil adamlar” için kim öncülük ediyor?
Diyarbakır Barosu ile Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD)’nin başkanları... Diyarbakır Barosu Başkanı kim? Mehmet Emin Aktar...
Bu zat Abdullah Öcalan’ın İmralı duruşmalarındaki avukatı. Mahkeme hükmü verdikten sonra gerekçeli kararının 180-181. sayfalarında sıraladığı sanık avukatları arasında Mehmet Emin Aktar’ın da adı geçer. GÜNSİAD başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu ismi daha PR merhalesinde... Yakında onu da anlayacağız.

***

“Ekleden” ve “akleden” ... Birincisi “elif-kef-lâm”, ikincisi “ayın-kaf-lâm” ...
Ekleden yiyen; Osmanlı Türkçesi metinlerinde geçer. Akleden ise aklına getiren, düşünen...
“Âkil”, ism-i fâildir ve “yiyen” anlamına gelir, “yiyen”i ve “akleden”i ayırmak için “kaf”ın önündeki sesi kalın okuyarak “âkıl adam” denilebilir; ancak, “yiyici” anlamına “Âkil” kullanılmadığı için, ister istemez “Akil” adam” kullanılacaktır. Bence mahzuru yok!
Şu küçük tespit bile Türkçenin pek çok meselesinin halledilmediğini göstermeye yeter. (Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin kardeşim, Allah yardımcın olsun, işin zor. Bir an önce şu imlâ meselesinin yap-boz tahtası olmaktan çıkarır, herkesin tek imlâda kalmasını sağlayacak adımlar atarsın!)
Şu notu da ekleyip esas konumuza döneceğim: Kimse eski yazıyı attılar, bunlar başımıza geldi, demesin! Doğru, birden bire değişim, çok şeyi aldı götürdü, ama sanmayın ki, eski yazı kullanılırken her şey güllük gülistanlıktı... Eski yazıyla çok uğraştığım ve birçok yayınım olduğu için biliyorum, dert, şimdiki imlâ derdinden misliyle fazlaydı.

***

“Âkil” gördükleri adamların hepsi Türkiye gerçeklerinden uzak, PKK’ya prim veren isimler. Kimi “Türkler, Kürtleri ve Ermenileri kesmiştir” deyup Nobel kazanmış; kimi, suflî romanlar yazarak halkı ifsat etmiş; kimi, kurduğu üniversitede “Türkler Ermenileri katletti!” diyenlerin toplantılar, yayınlar yapmasına izin vermiş; kimi, PKK dışında ama fikir olarak PKK’nın “bölücülük” anlayışının bile ötesinde olan şişirilmiş isimler!
İçlerinde Türkiye’nin kahir ekseriyetini temsil niteliğinde bir kişi bile yok!
Bu kadar kan akarken, öncelik PKK’nın bütün damarlarının kesilmesidir. Gerisi lafazanlıktır, PKK’ya
hizmettir!

Yazarın Diğer Yazıları