“Ah bir kendimizle barışık olsak” diyorum!..

Kendimizi fark edemediğimiz için üzülüyorum.

Bunca yıl AB’ye girme arzumuzu sürdürüp de kendimizi unuttuğumuz için.

Üzgünüm!..

*

Hem biz, Fransa ile ya da diğerleriyle beraber olsak ne olacak ki?

O zaman AB ülkesi Türkiye olarak anılacağız, tek başımıza hareket edebilecek miyiz?

İşte onu hiç sanmıyorum.

Ayrıca da kendi adıma Avrupa’yı gözümde hiç büyütmedim.

Biz kendi gücümüzün farkında değiliz ya o beni üzüyor.

*

Mesela Fransa!..

Fransa istediği kadar kültürün, sanatın, müziğin, modanın...

Sinema ve tiyatronun merkezi olsun!..

İstediği kadar insan hakları savunucusu olsun boş.

Boş!..

*

Çünkü onlar dünyanın en barbar…

En sömürgeci ülkesi.

Bunu biliyorum.

*

Dünlerde olduğu gibi bugünlerde de özellikle de onlar bize her zaman hinliklerini göstermişlerdir.

Bu da net!..

Fransa öyle de diğerleri değil mi?

Al birini vur ötekine.

*

Hep söylerim; ülkeler arası ilişkilerde duygusallık değil, akılcılık vardır.

Akılcılık da ülke çıkarlarıdır.

Kimse kimsenin kardeşi değildir.

O nedenle de bunlar ‘ASLA BİZİ KENDİ İÇLERİNE ALMAZLAR, ALMAYACAKLAR!..

Çünkü biz, onlardan daha akıllıyız.

Bu net!..

Hem de çok net.

Onlar da biliyor bunu.

Ayrıca da zekiyiz, çalışkanız.

İnanın buna, bunu bütün içtenliğimle söylüyorum.

Ancak onlar, var olan akıllarını, zekâlarını, çalışkanlıklarını kendi çıkarlarına bizden çok daha iyi kullanıyorlar.

Hepsi bu!..

*

Ayrıca da onların geleneklerinde barbarlık...

Köle ticareti, sömürü de olduğu açık.

İşte insan yanını kaybetmiş olan Avrupa, bence bu!..

Herkes önce kendi geçmişini bilmeli, sonra bugününü öyle yaşamalı.

*

Demem o ki biz kendi içimizde kendimize ve dışarıya karşı;

Sistemli…

Prensipli…

Çalışkan…

Ve de onların -adil oluşları gibi- adil olamazsak, onlar bizi her daim alt edebilirler.

Savaşarak değil…

Şirin gözükerek…

Topraklarımızı satın alarak…

Kültürümüzü parçalayarak!..

Bunu da günbegün başarıyorlar zaten.

*

İşte onun için olsa gerek; içimdeki bir ses, on yıllardır onların bizim için ‘İyi olarak’ düşündüğü her işte bir hinliğin olduğunu söylüyor.

*

O ses bana:

“Akıllı olursanız, çalışkan olursanız, dürüst olursanız, ahlâklı olursanız, birbirinizi severseniz, birbirinize saygı duyarsanız ve dahi güçlü olursanız sonucun ne olacağını da bilirsiniz,” deyip duruyor.

“Bilimden ve ilimden ayrılmayın, inancınıza sahip çıkın. Sizin başka hiçbir şeye ihtiyacınız yok, yeter ki kendi gücünüzü fark edin.” diyor.

Çünkü, “Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcut” diyor

Çünkü, “Akıl etmez misiniz?” diyor.

Yazarın Diğer Yazıları