Ah bir inandırabilsen!

Bugün Ankara'da bir protesto mitingi var. Adına "Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet" demişler. Mitingin adı bile arızalı. Kimin terörüne hayır, kimin kardeşliğine evet? PKK terörü var. "Kardeşliğe çağrı" bile ayırıcı bir adlandırma... Taşıma suyla değirmen döndürüyorlar. İspanya'da milyonlar ETA'ya karşı yürümüş ya... Özenti. TOBB bunun başını çekiyor. Rifat Hisarcıklıoğlu, "yukarıdan" icazet almadan bu protestoya öncülük edebilir mi?

Türkiye'de o kadar yolsuzluklar oldu, en baştakilerin bu yolsuzluklarda nasıl rol oynadıkları ortaya çıktı. Yer yerinden oynaması, bütün kuruluşların harekete geçmesi yolsuzluğa bulaşanlara dünyanın dar edilmesi gerekirken ne yaptılar?

Yolsuzlukta adları geçenler "kumpas" dediler, "paralel" dediler, "darbe" dediler; savcıları, hâkimleri kendilerinden seçtiler, işin içinden sıyrılmaya kalkıştılar. Kim ses çıkarabildi?

Belki kumpastı, belki paralel bir yapılanma vardı, belki, maksat tepedeki adama darbe vurmaktı...

Be kardeşim, belgeler var ortada; ne yapacağız bu belgeleri? Git mahkemede aklan, ondan sonra "kumpasçı" mı dersin, "paralelci" mi dersin, "darbeci" mi dersin, ne dersen de!

Senin hakkındaki yolsuzluk belgeleri olduğu gibi onların hakkında da "kumpasçı", "paralelci", "darbeci" belgeleri varsa verirsin mahkemelere, canlarına okursun!

Gazeteleri basıyorsun, bankaları basıyorsun, dergileri toplatıyorsun, okulları kapattırıyorsun, dershaneleri yok sayıyorsun, polisleri, hâkimleri, savcıları tutuklatıyorsun... Bütün bunlar senin hakkındaki belgeleri yok edebiliyor mu?!

PKK kankandı. Şimdi, cehennemin esfelisafiline gitsin, diyorsun.

Keşke PKK ile mücadeleyi millî haslet ve hassasiyetinden dolayı yürütsen. Bütün yollar, 17/25 Aralık'a çıkıyor. Bu kâbus seni ve çevreni yiyip bitiriyor. Yüzün hiç gülmüyor. Gülmeyen yüzün altındaki gerçekleri halkın fark etmediğini mi sanıyorsun!

PKK ile mücadelende bütün gücümüzle varız ama kuşkumuzu da içimizden atamıyoruz. Ya gerçekten "şehitler" üzerinden bir hesap yapıyorsan?

Yıllardır bölücülerin faaliyetlerine göz yummanı, Abdullah Öcalan'ı baş köşeye oturtmanı hep tenkit ettik. Bizim yazdıklarımızda bir eğri çizgi bulamazsın ama yandaşlarının, dönüşlerini, inişlerini, çıkışlarını sana dosyalayıp gönderebilirim.

Yapmayın, etmeyin, hiçbir ülke, sınırları içinde silahlı grubu olan bir partiye izin vermez, veremez. Tedbiri elden bırakmayın, adamlara asla taviz vermeyin; yok televizyon kanalı, yok etnikçi üniversite kürsüleri, yok yarı bağımsız belediyeler... Yok, seçmeli dil... Bunların hiçbirini ilmî kriterler ölçüsünde vermedin. PKK istedi verdin, doymadı bir daha verdin. Palazlandıkça palazlandılar, ülke idaresine ortak oldular. Seni de 276'nın altına düşürdüler.

Eğer hesabın 276'nın üzerine çıkmaksa milletin kanı, canı sana haram olsun. Hayır, her hâlükârda mücadele edeceğim, ben yanılmışım, A. Öcalan'a bel bağlamak yanlışmış, geç oldu ama ayıktım diyorsan, sana başımızın üzerinde yer vermeyiz ama her şey olup bitmeden döndüğün ve samimi olduğun için PKK ile mücadeleni bizim mücadelemiz görürüz.

Ah bizi bir inandırabilsen!

Yazarın Diğer Yazıları