Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Ağbal doları tutmak için şirketleri feda edecek!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal yılın ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirdi. Sunumda Naci beye gazeteciler ve ekonomistler çeşitli sorular sordular. Naci bey para politikasını kullanarak, yani para miktarı ve faiz oranları ile oynayarak enflasyonu düşüreceğini ifade etti. Ancak Türkiye'de enflasyonu başlatan gerekçe sadece para politikası değil ki… Türkiye'de enflasyonun iki ana gerekçesi var:
1- Tarım politikasındaki yanlışlara bağlı olarak gıda fiyatlarının yükselmesi.
2- İmalat sanayinin dışa bağlı olması yüzünden ürün fiyatlarındaki artışlar.
Hal böyle iken sadece para politikası ile fiyatların düşmesini beklemek hayalden öteye gider mi?
Naci bey diyor ki: Temel varsayımlar ve kısa vadeli öngörüler çerçevesinde enflasyonun kademeli hedeflere yakınsayacağını değerlendiriyoruz. Enflasyonun 2021 yılı sonunda yüzde 9.4 olarak gerçekleşeceği, 2022 sonunda yüzde 7'de, 2023 sonunda yüzde 5'e gerileyerek bir istikrar kazanacağını öngörüyoruz.
Naci bey 2 yıl sonra enflasyon %5 olacak diyor. Ancak bizim yukarıda anlattığımız mekanizmayı unutuyor. Türkiye'nin enflasyonu sadece parasal bir olgu değildir. Naci bey bunu hala anlamadıysa çarşıya pazara çıksın, ayçiçek yağı, süt, peynir, diş macunu fiyatları nereden nereye gelmiş bir baksın? Bu fiyatları para miktarını kısarak mı indirecek? Enflasyon konusunda ana sorunumuz üretim miktarının gerilemesidir.
Milletin cebindeki son üç kuruşu da çekerek, vatandaşı mal alamayacak duruma sokup, sonra talep azalmasına bağlı olarak fiyatları indirmek maharet değildir!
Ağbal'ın açıklamalarındaki önemli bir nokta da şirketleri ilgilendiriyor. Bakın neler demiş: Parasal sıkılık uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecek. Gerekirse ilave sıkılaşma yapacağımızı son Para Politikası Kurulunda ifade ettik. Faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulmasının henüz çok erken olduğunu değerlendiriyoruz.
Bunun Türkçe tercümesi doları tutmak için verdiğimiz yüksek faiz devam edecek demek. Bu durumda tefeciler sırtımızdan tonla para kazanacak. Ancak şirketlerimiz yüksek kredi maliyetleri altında ezilecek. Sonuç olarak firmalar küçülecek ya da iflas edecek. Bu durumda işsizlik artmaya, gelirler düşmeye devam edecek.
Özetle ekonomi yönetimi demek, enflasyonu rakam olarak düşürürken, vatandaşı parasız bırakarak, tüketimden koparmak demek değildir! Ekonomi yönetimi demek, kuru kontrol edeyim derken, firmaları da yüksek faizle boğmak demek de değildir.
Allah aşkına, aşağıdaki son faiz oranlarını gösteren tabloya bakın. Türkiye dünyada en yüksek faizi veren ilk on ülke arasında. Angola, Sudan, Gana ve bir sürü Afrika ülkesi Türkiye'den daha az faiz veriyor ve bizim Merkez Bankamızın Başkanı, yüksek faiz vermeye devam edeceğim diyor! Bu tablo ile Türk şirketleri nasıl büyüyecek, devlet nasıl bir refah devleti olacaktır?

Bu anlayışa baktığımızda firmalarımızı ve vatandaşı zor değil, çok zor günler bekliyor…

Yazarın Diğer Yazıları