Adnan Menderes'in iktidardan düşürülmesinin İsrail bağlantısı (1)
İran''ın Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirmesi İsrail''in hayrına değil. Birbirine düşman görünen Suudî Arabistan''la İran, yedi yıl sonda yine diplomatik ilişki kurmuşsa, Yemen''de yeni bir evreye geçilecek demektir.
Yemen Suudîlerin korkulu rüyasıdır. İran, Yemen''de Zeydîleri, kendi Şiî kalıbına sokmak istiyor.
İran''la yakınlaşmak, üstelik Çin''in arabuluculuğuyla yakınlaşmak, ister istemez ABD''ye mesafe koymaktır.
İsrail ve ABD birbirlerinden hiçbir surette vazgeçemezler. Musevîlerin ABD''deki etkileri malûm.
Montesquieu''nun (1689-1775) "İran Mektupları"ndan daha önce bahsetmiştim. "Özbek''ten İzmir''deki İbben''e" başlıklı "Altıncı Mektup"ta Yahudilerin Batı''da nasıl göründüğünü gösteren cümleler yer alır:
"Bana Fransa''da Yahudi olup olmadığını mı soruyorsun? Şunu bil ki, nerede para var orada Yahudi vardır."
"Yahudilik, binlerce yarayla kendisini yıpratan iki kız doğurmuş bir annedir: Zira, din konusunda size en yakın olanları en büyük düşmanlarıdır."
"O hâlde Yahudiler, kendilerini her türlü kutsallığın kaynağı ve her dinin çıkış noktası olarak görmektedirler."
Aşırı sağ ile koalisyon kuran İsrail Başbakanı Netanyahu, içeride sürekli protesto ediliyor. Filistin tarafından atılacak bir bomba, halkın üzerine sürülecek bir otomobil, Netanyahu için can simidi... Hemen gözler dışarıya dönecek, içerideki galeyan dinecek... Ama Filistin tarafına, Lübnan''a yağdırılan bombalar halkın öfkesini dışarıya yönlendiremedi. 10 milyon nüfuslu ülkede 450 bin kişi sokaklara döküldü.
Prof. Dr. Hikmet Özdemir, "Ben-Gurion''un ''Dış Sınırlar Senaryosu'' ve Adnan Menderes''in İktidardan Uzaklaştırılması" (Korkmaz Alemdar Armağanı, Ankara 2023) başlıklı makalesiyle farklı bir konuya giriyor.
Hikmet Özdemir Hocanın makalesinde, İsrail ile Adnan Menderes''in, 27 Mayıs 1960''ta darbeyle indirilmesi bağlantısını okuyoruz.
Ben-Gurion, İsrail''in kurucusu.
Hikmet Özdemir makalenin "Giriş"nde, İsrail''in kurucu lideri David Ben-Gurion''un, ABD Başkanı Eisenhower''e gönderdiği ilk defa yayınlan mektubundan bahsediyor:
"Modern tarihte Siyonizmi ortaya çıkaran dini ve ideolojik temeller hayli karışık bir süreçtir. Her şeyden önce 19. yüzyılda kökeni çok eskiye dayanan dini bir özlemden, hırsla, sabırla yürütülen bir hareket söz konusudur. Bunun yanında dönemin özelliklerini taşıyan fikirler, entelektüel görüş ve eğilimler, çeşitli eylem biçimleri içinde erimiştir. Burada Orta Doğu politikası açısından stratejik önemde olduğuna inandığım -ve bugüne kadar açıklanmamış- bir tarihî mektubunu sizlerle paylaşmak istediğim Siyonist Lider Ben-Gurion''un modern İsrail stratejisi açısından önemi herhalde tartışılamaz." (s. 84)
David Ben-Gurion, 1887 yılında Rusya''nın kontrolünde Planks''ta doğdu. 18 yaşında Filistin''e geldi. İstanbul Darulfünunu Hukuk Fakültesi''ne iki yıl devam etti. Sonra ABD''ye gitti, Siyonist liderlerle tanıştı. Daha sonra İngiliz yönetimi altındaki Filistin''e döndü. İsrail devletinin kurulması için faaliyet gösterdi; yeraltı teşkilatı Haganah''ı kurdu. 1944''te Dünya Siyonist Teşkilâtı Başkanı seçildi. 1948''de İsrail''i bağımsız devlet olarak ilân etti. 1948-1953 ve 1955-1963 arasında iki defa İsrail Devleti''nin Başbakanı ve Savunma Bakanı olarak görev yaptı. 1973''te öldü.
Ben-Gurion''dan sonra İsrail''in başına geçen Ben Zve İstanbul Hukuk Fakültesi''nde öğrenciyken aynı odada kalmışlar. İsrail''in ilk Dışişleri Bakanı Moshe Sharett de aynı fakültede okumuş.
Hikmet Özdemir, Ben-Gurion''un 24 Temmuz 1958 günü ABD Başkanı Eisenhower''a gönderdiği bu tarihî mektubun Türkçe çevirisini veriyor.
Uzun mektubun özü, Sovyetler tehlikesine karşı Orta Doğu''da tedbir alınmasıdır. Sovyetler o tarihlerde Suriye''de, Mısır''da faaldir. Ben-Gurion, ABD''ye "Aman yetiş!" demeye getiriyor:
"Nasır üzerinden Sovyet genişlemesine güçlü şekilde karşı durabilecek bir ülkeler grubu oluşturmaktır. Böyle bir grup, Arapça konuşan ülkeyi (Sudan), iki Arap olmayan Müslüman ülkeyi (İran ve Türkiye), bir Hristiyan ülkeyi (Etiyopya) ve İsrail devletini içerecektir. Nasır''ın Arap dünyasındaki ilerleyişine set çekmek için her çabanın gösterileceğini umuyorum. Bununla beraber Orta Doğu''nun bu dış çemberinde özgürlük ve karşılıklı yardımı güçlendirmek de hayati derecede gereklidir ve mümkündür. / Bugün karşı karşıya olduğumuz koşullarda İsrail''e sınırlarının bütünlüğü, egemenliği ve kendini savunma kapasitesi açısından tam bir güvenlik sağlamak acilen gereklidir." S. 95)
Hikmet Özdemir, "Türkiye''nin katılımı olmadan planlanan güvenlik kuşağının gerçekleşmeyeceğini fark eden ABD, Türkiye''ye, İsrail''le yakın ilişkiye girmesini telkin etmektedir. Esasen Orta Doğu''daki gelişmeler de, Türkiye''nin İsrail''le ilişki kurmadaki çekingenliğini üzerinden atmasına neden olmuştur." der. (s. 99)
O dönemde Adnan Menderes Başbakan, Celal Bayar Cumhurbaşkanı''dır.
Hikmet Özdemir, bu şartlar altında 1958 yılının 28/29 Ağustos günlerinde Türk ve İsrail yetkilileri arasında Ankara''da gerçekleştirilen "gizli zirve"nin son derece önemli olduğuna işaret eder:
"Dönemin Türk basınında İsrail Başbakanı Ben-Gurion''un Ankara ziyareti hakkında hiçbir bilgi yer almamıştır. Yalnızca bir yabancının ziyareti hakkında bilgi vardır. Anadolu Ajansı''nın açıklamasına göre; 27 Ağustos 1958 günü, NATO Başkomutanı General Norstad, Türk Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile Türk Ordusu''nun ihtiyaçları konusunda görüşme yapmışlardır. Milliyet gazetesine göre bu ziyaret ani gerçekleşmiştir. Akşam gazetesi aynı haberi, ''Norstad geldi ve gitti'' başlığı ile vermiştir." (s. 99)