Aday olmadı ama tavrı net

Abdullah Gül beklenen açıklamasını yaptı ve cumhurbaşkanlığı için aday olmayacağını söyledi. Ama "Ortak aday" gösterilseydi adaydı.

Bu şu demek: "Ben Erdoğan'la köprüleri attım."

Saray etrafında toplaşanlar, A. Gül için: "Reis'in yanında olmak yaraşır... eski dostlar..." falan diyorlar ama, A. Gül'ün bağrının neden yanık olduğunu akıllarına getirmiyorlar.

Ak Parti'nin kongresi, sırf genel başkan adayı olur diye, A. Gül'ün cumhurbaşkanlığından ayrılışından bir gün önce yapılmış, önü kesilmişti. Hatırlayın... A. Gül'ün hanımı kongre öncesi, "Bizi çok üzdüler... Asıl intifadayı ben başlatacağım." demişti. O kadar kırgındılar.

4 ay önce, 1 Ocak'ta "Erdoğan köprüleri attı" başlıklı yazımda, artık bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını belirtmiştim:

"A. Gül'ün en son 'ucu açık kararname' için 'Böyle kararname olmaz!' demeye getirmesi, Saray ve çevresini fena öfkelendirmişti.

R. T. Erdoğan'ın dünkü şu sözlerinin mutlaka karşılığını bulacağını düşünüyorum:

'Bu birliği, beraberliği zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Ve bu yola bu akitleşme ile çıkarken de şunu bir defa çok iyi bilmemiz lâzım. Sadakatin aslolan bir kavram olduğunu bilerek çıktık. Ama bu trenden düşenler kusura bakmasınlar düştükleri yerde kalırlar. (...) Türkiye yanarken, İslâm dünyası yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri solukları çıkmayan, en küçük bir aksiyonlarını görmediğimiz kişiler bir anda sahaya inmeye, konuşmaya başladılar. Hayırdır? Bir anda bu hız, bu heves nereden çıktı? Biz milletimizle olan muhabbetimizi derinleştirirken bu bozgunculuk merakı nedir?Bize yakışan, birlik olmaktır. Dayanışma içinde hareket etmektir."

R.T. Erdoğan'ın bu ağır sözlerinin adresi çok açık. Mutlaka bir karşılığı olacaktı. Yazıyı "Yumuşak atın tekmesi pek olur." teşbihiyle bitirmiştim.

A. Gül, "ortak aday" olamadı ama şu açıklamayla tavrını net ortaya koydu:

"Geniş bir mutabakat söz konusu olursa o zaman üstümüze düşeni arkadaşlarımla beraber yapmaktan kaçınmayacağımı da söylemişimdir. Gelecekle ilgili kaygılarım varken toplumun büyük kesiminden de talep gelince böyle bir sorumsuzluk göstermeyeceğimizi de ifade etmişimdir."

Bu sözlerinde altı çizilecek üç nokta var:

"Üstüne düşeni arkadaşlarıyla beraber yapmaktan kaçınmayacağım", "Gelecekle ilgili kaygılarım" ve "toplumun büyük kesiminden gelen talep".

Abdullah Gül arkadaşlarıyla birlikte hareket ettiyse, kurduğu parti için de bir hesabı var demektir. Köprüleri tamamen atmış ve tavrını net ortaya koymuştur; hiçbir surette R. T. Erdoğan ve ekibiyle birleşmeyi düşünmemektedir. Gelecekle ilgili kaygıdan bahsetmesi, toplumun talebini dile getirmesi, aralarındaki uçurumu daha derinleştirmektedir.

Uzun yıllardır Tük siyaseti içinde yer alan, değişik bakanlıklarda bulunan, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı makamlarına oturan A. Gül aday olmasa bile üç beş cümleyle ortaya koyduğu tavır, muhalif blok için "altın" değerinde argümanlardır.

Saadet Partisi kanadının açıklayacağı cumhurbaşkanlığı adayı da önemli...

Normal seçimler yapılacağını varsayarsak hakikaten Saray ve çevresinin işi zor.

Yazarın Diğer Yazıları