'Adalet savaşları'

Başlık, bir dizi filmin adı. Bir kanalda gösteriliyor. Bizde adlî yıl açılış törenin Saray'da düzenlenmesi "adalet savaşları" başlattı. "Adalet"ten en şikâyetçi olunan bir zamanda, bir "vesayet" şüphesi, ister istemez kimilerini tavır almaya zorluyor.

İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere 40'ı aşkın baro törene katılmayacaklarını açıkladı ki, avukat sayısı itibarıyla bu barolar Türkiye'de neredeyse yüzde 90'ı buluyor. Demek istediğim Barolar, "vesayet"e karşılar. Nedense Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Saray'a gitmekte ısrarcı. 15 dakikalık konuşma lütfettiler, diye mi?

Biliyorsunuz, R. T. Erdoğan, 2014'te, Danıştay'ın 146. yıldönümü münasebetiyle yapılan törende Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına çok kızmış, "edepsiz" ifadesini kullanmıştı. Kendileri başbakandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de peşine takarak salondan çıkmış, sonra barolara çekidüzen vermekten bile bahsetmişti.

Gel zaman git zaman R. T. Erdoğan'la M. Feyzioğlu buzları erittiler.

30 Mayıs'ta Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıklayan R. T. Erdoğan'ın toplantısında M. Feyzioğlu da vardı ve R. T. Erdoğan'ı şiddetle alkışladı. Neden alkışladığını da şöyle izah etti: "Türkiye'de görülmemiş bir katılımcılıkla hazırlanması sağlandı. Ben yaptım oldu denilmedi. Yoksa biz klasik olarak olmadı diyecektik. Şöyle bir bakacaktık olmamış diyecektik. Şimdi demiyoruz çünkü kendi cümlelerimizi görüyoruz."

Metin hazırlamak başka, uygulamaya koymak başka. Hâlâ bu metin görüşülmedi. Hapishaneler dolu. Suçlu suçsuz, tuttuklarını içeri attılar. Paket hazırlasan ne olur hazırlamasan ne olur. Kuvvetler ayrılığı nerede? "Adalet"in tek tevzi merkezi var! Ne teklif getirirseniz getirin boş.

M. Feyzioğlu bunları bilmez mi?! Adalet Savunucusu, mesafesini korumalıdır. Metin Feyzioğlu'nun bir açığını mı yakaladılar da istedikleri yere sürüklüyorlar?

"Cumhurbaşkanlığı Hükûmat Sistemi" diye ad koydukları sistem içinde, her şeyin kontrol altına alınması gerektiği düşünülüyor anlaşılan. Bırakın kimsenin aklında şüphe kalmasın. Başka bir salonda açılış töreni yapılamaz mıydı! "Bana isteseniz de istemeseniz de razı olacaksınız." mı demek isteniyor?

"Cumhurbaşkanlığı Hükûmat Sistemi" deyince aklıma geldi. Mustafa Kemal'in, hükûmet sistemini nasıl adlandırdığını biliyor musunuz? "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti" der.

İstanbul'daki "Padişah Hükûmeti"yle haberleşir. Sadrazam Tevfik Paşa'dır. Gönderdiği bir telgrafında "Yeni Türkiye"nin (Bu söz de şimdikilerin değil; M. Kemal'in sözüdür.) Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (Anayasa)'ın esas maddelerinden ilk üçünü şöyle sıralar:

"1 - Hâkimiyet bilâ-kayd u şart mil­le­tin­dir. İda­re usûlü, hal­kın mukadderâtı­nı biz­zat ve bil­fi­il ida­re et­me­si esa­sı­na müstenittir.

2 - İc­ra kud­re­ti ve teşrî sa­lâ­hi­ye­ti, mil­le­tin ye­gâ­ne ve ha­ki­kî mü­mes­si­li olan Büyük Millet Meclisi'n­de tecellî ve te­mer­küz eder.

3 - Tür­ki­ye Dev­le­ti, Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan ida­re olu­nur ve hükûmeti "Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Hükûmeti" un­va­nı­nı ta­şır." (Nutuk, 1927, s. 409).

Esas ne olmalı? "Tek Adam" iradesi mi, TBMM iradesi mi?

Baroların tavrının çığ gibi büyümesi neye işaret olduğunu "Yukarısı" bir düşünsün bakalım.

Yazarın Diğer Yazıları