'Aç mideye kuru söz'
Robinson Crusoe'nin yazarı Daniel Defoe (1660-1731), "Aç mideye kuru söz, vız gelir." demiş.
Bizde açlık üzerine birçok deyim ve atasözü vardır.
Asgarî ücret açıklandı: 2324 Tl.
Yine açlığa mahkûmiyet, yine mideye kelepçe. Yine çocuklar mekteplerine harçlıksız gidecekler, Yine anne çocuğuna süt alabilmek için bin defa düşünecek; mama desen, çocuk bezi desen hiç yanaşamayacak. Geçmişte Anadolu'da çocukların toprakla belendiğini bilir misiniz? Toprak mı eşelesinler?!
En hoşuma gideni Daniel Defoe'nin sözü. Şu zamana uygun: Aç mideye kuru söz...
(Ara not: Bir ıssız adada yaşama hikâyesi olan Robinson Crusoe'nin, Defoe'nin kendi muhayyelesinden çıktığını söyleyemeyeceğiz. Endülüslü filozof İbn Tufeyl'in (Öl. 1185) Hayy bin Yakzân'ından bayağı ilham almış. Daniel Defoe'nin ölümü de hazin. Borç batağındadır. Alacaklısından kaçmaktadır. Felç geçirir ve hayatın yitirir. İbn Tufeyl'in ve Defoe'nin eserleri, "tecrübî ilim"e örnek gösterilir.)
Reis asgarî ücrette "jest" yapacağını söylemişti. "Saray Efendisi" lütfetmişler; jest yapmışlar, asgarî ücreti 2020 Tl.'den 2324 Tl'ye çıkarmışlar. Kendilerinin aylığına yapılan zam bile asgarî ücretlinin alacağı aylığın iki mislinden fazla. Devletimizin başıdır. Hak etmişlerdir! Âfiyetle yesinler!
Türk insanı bu kadar "aç" kaldı mı, bilmiyorum.
"Aç/açlık" deyince... Orhun Abideleri'nde, Bilge Kağan halkı doyurmaktan, açken tok kılmaktan bahseder:
(Ey) Türk halkı, (sen) tok (gözlü ve) aksisin: Açlığı tokluğu düşünmezsin; bir (de) doyarsan açlığı (hiç) düşünmezsin. Böyle olduğun", "için, (seni) besleyip doyurmuş olan hakanlarının (dinlemeden ve rızalarını) almadan her yere gittin (ve) oralarda hep mahvoldun (ve) tükendin. Oralarda (nasılsa sağ) kalmış olanları(nız da hemen) her yönde bitkin ve mecalsiz (bir hâlde) yürüyor idiniz. Tanrı lütufkâr olduğu için, benim (de) talihim olduğu için, hakan (olarak tahta) oturdum. Tahta oturup, yoksul (ve) fakir halkı hep derleyip topladım: Fakir halkı zengin yaptım, az halkı çok yaptım..."
Yusuf Has Hâcib Kutadgu Bilig'de halkın nasıl mesut olacağının anahtarını verir:
"Har türlü işe aklı eren Uluğ-Kent beyi ne der, dinle. Bey halk için bir saadettir, halk mesut olmalıdır; halkın mesut olması için karnının doyması gerekir."
"Helâl dünya malı kazan, kendine harca; açları doyur çıplakları giydir."
"Memlekette bir kimse gece aç kalırsa, Tanrı onu sana soracaktır, gözünü aç."
Dedem Korkut Kitabı'nda da Dirse Han hatunu şöyle der:
"Hey Dirse Han … İç Oğuz'un ve Dış Oğuz'un beylerini başına topla, aç görsen doyur, çıplak görsen giyindir, borçluyu borcundan kurtar, tepe gibi et yığ, göl gibi kımız sağdır, büyük şölen ver, dilek dile, ola ki bir ağzı dualının yakarışıyla Tanrı bize bir erdemli oğul verir."
Bizde "açın imanı olmaz." derler.
Ünü Fransız yazar Albert Camus'nun "İnsan aç kalmaya görsün, inançlarını bile yer." diye bir sözü vardır.
Halkı imandan etmeyin!
Gazetemizin yazarı Murat İde'ye saldırmışlar. Bu kaçıncı? Neden saldırıyorlar, anlamıyorum. O bir şey yazdıysa sen cevabını ver; mahcup et. Hakaret etmişse, mahkemeye git. Neden yumruklar, taşlar, sopalar?!... Saldırı neticeyi değiştirmez; insanı daha biler.
Murat geçmiş olsun.