ABD'nin oyunu

ABD'nin başkanı Trump, bir taraftan da PKK/YPG'yi idare etmeye çalışıyor. Irak'ın kuzeyinde Türkiye'nin hemen öbür tarafında, devlet kurmaya kalkışan PKK'nın başlarından Şahin Cilo dedikleri teröristi aramış.

Trump'ın itibar ettiği terörist başı, "Öcalan'ın manevî oğlu" diye lanse ediliyor. Asıl adı Ferhat Abdi Şahin'miş. ("Öcalan'ın manevî oğlu" diye ikide bir yazmaları, PKK'ya hizmetten başka bir şey değildir. "Manevî" ve "oğul" arasındaki bağ bir sempatiyi de beraberinde getirir.) Bu Ferhat Abdi olsa olsa Abdullah Öcalan'ın sadık adamıdır.

Ferhat Abdi, daha önce Avrupa'da PKK'nın başındaymış. İmralı'da Abdullah Öcalan muhakeme edilirken birçok defa adı geçmiştir. 31 Mayıs 1999'da birinci duruşmada okunan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame."42) HADEP-PKK İlişkisi" ara başlığı altında A. Öcalan'ın şu ifadesi yer alıyor:

"18 Nisan 1999 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri dolayısıyla benden CHP veya DTP ile ittifak yapılıp yapılmayacağı konusunda Avrupa'daki görevlimiz Şahin (K) ŞAHİN vasıtasıyla görüş soruldu. Ben de her iki parti için yapılacak ittifak için olumlu görüş belirttim."(Arslan Tekin, İmralı'daki Konuk).

PKK'lıların bir kod adları oluyor. (K), "Şahin"in kod adı olduğunu gösteriyor. DTP dediği Hüsamettin Cindoruk'un kurduğu Demokrat Türkiye Partisi'dir. A. Öcalan, PKK'nın uzantısı HADEP için "İttifak kurabilirsiniz." diyor. İddianamede, HADEP ve ittifak arayışları uzun uzun anlatılmıştır.

18 Nisan 1999 seçiminde CHP, TBMM'ye girememiştir. Aşağıdaki değerlendirme, bir yüksek lisans tezindendir:

"18 Nisan 1999 Genel Seçimleri'nde CHP'nin aldığı oy oranı ve sonuçta TMMM'ye girememesi, seçimlerin öznel koşullarının yanı sıra CHP'nin siyasal hayatında görülen kırılmaların son noktası olarak da değerlendirilebilir. Özellikle partinin temel niteliklerini oluşturan ve 'altı ok' ile ifade edilen temel ilkelerde gerek bu ilkelerin nasıl anlaşılacağı ve gerekse pratikteki uygulamalarının nasıl olacağı konusunda CHP tarihi boyunca tam anlamıyla bir belirginlik ve yeterli bir uzlaşma olduğunu söylemek oldukça güçtür. CHP'nin belki de en büyük zaafı bu ilkelerin partide dönem dönem etkin olan isimlerin anlayışına bağlı olarak değişik biçimlerde uygulanması, daha da önemlisi bu ilkelerin siyasal ve toplumsal gelişmeler ışığında güncel yorumlarının tam anlamıyla yapılamamasıdır." (Fatih Değirmenci, 18 Nisan 1999 Genel Seçimleri ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin Siyasal İletişim Stratejileri, 2003).

İkinci Duruşma'da, A. Öcalan, bizzat not ettiğim ifadesinde Alev Alatlı'nın kendisiyle görüşmek istediğinden bahsetmiş ve sonra "Alatlı, Avrupa temsilcimiz Şahin'le görüştü." demiştir. (Alev Alatlı, A. Öcalan'ı yalanlamıştır.)

A. Öcalan'ın avukatı Mükrime Tepe, "Avrupa'da askerî yetkili ile barış görüşmesi yapıldı mı?" sorusuna A. Öcalan: "Avrupa temsilciliğinde, barış için, bir albay Şahin'le görüşmüş." cevabını vermişti.

CHP, gönlü PKK'de veya aşırı sol gruplarda olan birtakım isimleri nedense ısrarla bünyesinde tutuyor. "Atatürk'ün partisiyiz." dediğin an, bölücülere ve yıkıcılara karşı kalın çizgilerin olması lâzımdır. Sezgin Tanrıkulu gibi birinin Suriye operasyonumuza karşı tavrı, "Devlet"i harekete geçirdiği gibi, CHP yönetimini de harekete geçirecek mi? Çünkü o kişi, ülkenin bütünlüğüne kastetmiştir.

Bölücülere asla taviz verilmemelidir.

Yazarın Diğer Yazıları