ABD yine bir oyun oynar
Trump'ın, Türkiye ile ABD'nin, Türkiye'nin 120 saat harekâtı durdurması antlaşmasından sonra attığı tivitlere baktım... "Harika" diyor, "Milyonlarca hayat kurtulacak!" diyor, R. T. Erdoğan'a teşekkür ediyor. Bir öyle bir böyle tivitler. R. E. Erdoğan, Trump'ın tivitlerine cevap verme ihtiyacı duyuyor. İtidalli cevap.
Diğer tarafta Avrupa Birliği Konseyi, bizim Suriye'nin kuzeyindeki harekâtımız için toplanmış. Bir de bildiri yayınlamış. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok!" dedirtecek bir bildiri... Orada ABD var; çekilin denmiyor. Orada Rusya var; çekilin denmiyor. Orada İran var; çekilin denmiyor. Ve orada, gizli bir el (İsrail) var; ortalığı bulandırmayın denmiyor... Laf hep bize!
Türkiye'de resmî rakamlara göre, 3 milyon 600 bin Suriyeli göçmen var. Kaçaklarla beraber iki katı. Büyük yük omuzumuza binmiş. Bu yetmezmiş gibi, hemen sınırımızın ötesinde Türkiye'yi tehdit eden bir devletçik kurulmaya kalkışılmış. Avrupa ülkeleri hiç oralı olmadığı gibi, bazen açıktan, bazen el altından destek veriyorlar. Sonra Türkiye, kendi sınırlarını tahkim etmeye, Suriyelilerin ülkelerine dönebilmeleri için teröristleri temizlemeye başlayınca feveran ediyorlar.
Bildiride "AB, Türkiye'nin, Suriye'nin kuzey doğusundaki tek taraflı askerî harekâtını kınıyor." deniyor.
Ne demek tek taraflı?! Hepisine seslendik... Bu işi silah kullanmadan halledelim, dedik. Ne yaptılar; "Yaşasın PKK!" demeye gelen sözler ettiler.
Harekâta başlayınca IŞİD bahanesine sığındılar.
Sizin IŞİD'le ne kadar mücadeleniz oldu?! Asıl mücadeleyi Türkiye yürütüyor. Siviller zarar görmesin diye kılı kırk yarıyor.
Suriye'deki faaliyetimiz, onların gözünde IŞİD'e destek! IŞİD'çileri serbest bırakan PKK değil mi?
Amerikalılarla varılan antlaşma, Türkiye'nin kararlı tavrının neticesidir. Şunu artık öğrendik: Hiçbir surette ABD'ye güvenmeyeceğiz ama diplomatik manevradan da geri durmayacağız.
Başından beri ABD'ye seslendik: "Şu çapulcu PKK/YPG'lilerin İŞİD'le mücadelesi bahane... Biz problemli ülkelerle sınırız. Asıl biz mücadeleyi yürütürüz. Nitekim, Suriye'nin kuzeyinde El-Bâb'ı IŞİD'den kurtaran biziz. Siz ne yaptınız? Rakka'yı kurtaracağız derken, şehri yerle bir ettiniz. Binlerce masumu öldürdünüz. Biz şehit verme pahasına hiçbir surette sivil halkı bombalamadık."
Dinleyen kim! Bildiklerini okudular. Bizi oyalayacaklarını sandılar. Neye yarayacaksa, askerleri devriyeye çıkarttılar. Fayda yok. ABD'nin donattığı PKK unsurlarını temizlemek için Suriye'nin kuzeyine yine girdik.
Washington, baktı olmuyor, Ankara'ya, iki yetkilisini gönderdi.
PKK, ABD'nin taşeronu mu, ABD PKK'nın mı? karar veremedim!
Neticede, tam istediğimiz olmasa da, yine bizim kesinkes bu işi bitireceğimizi, PKK'yı, bir daha belini doğrultamayacak şekilde, bölgeden söküp atacağımızı görünce, hadi gelin bir yol bulalım, dediler.
Tedbiri elden bırakmamalıyız. ABD yine hinlik düşünüyordur. PKK'yı daha güneye çekmek demek, gücünü korusun, biz yine silah verelim. Türkiye'nin dikkati başka yöne döndüğü bir anda PKK'yı üzerlerine salalım, demektir.
Trump öyle "PKK, IŞİD'den tehlikeli" gibi, "zaman ayarlı" sözleriyle kimseyi kandıramaz!
İleriki günlerde ne olacak... Göreceğiz.