7 Ekim öncesinde yaşananlara dair
Birleşmiş Milletler’de insan hakları uzmanı olarak çalışan Francesca Albanese’nin açıklamalarının yer aldığı videolardan birine belki sosyal medyada veya haber kanallarında denk gelmişsinizdir. Özellikle Filistin sorunu üzerine uzman olan bu İtalyan hukukçu, İsrail’in saldırılarına karşı insan haklarını savunmasıyla dikkatimi çekti.
Albanese, BM İnsan Hakları Konseyi tarafından işgal altındaki Filistin topraklarındaki insan hakları durumunu takip etmek ve raporlamak üzere görevlendirilmiş bağımsız bir uzman. 2022 yılı itibariyle de bu görevi sürdürüyor ve dönem dönem Filistin ile ilgili hazırladığı raporları BM’ye sunuyor.
Şimdi size Albanese’nin sunduğu son rapordan bazı bilgiler aktaracağım…
Filistin Raporu
BM’in 78. oturumunda sunulan 20 Ekim tarihli bu rapora bakalım…
Çocuk ölümleri:
7 Ekim sonrasındaki ölümler kayda alınmaksızın, 31 Ağustos 2023 tarihine kadarki verilere göre;
2008’den beri, 1434 Filistinli çocuk İsrail güçleri tarafından öldürüldü; 32 bin 175 çocuk ise yaralandı.
Filistinlilerin içinde yaşadıkları hukuksuz abluka altında maruz kaldıkları altı büyük saldırıda 1025’i çocuk olmak üzere 4269 Filistinli öldürüldü; 7 bin 588’i çocuk olmak üzere 41 bin 348 Filistinli yaralandı.
İsrail, keyfi olarak can almanın ötesinde, küçük çocuklar da dahil olmak üzere Filistinli çocukları askerî operasyonların ön saflarında olmaya zorladı. 2000 yılından bu yana en az 31 çocuk, bir askerî tank veya askerin önünde durmaya zorlandı.
Hastane saldırıları:
Abluka altındaki topraklara gerçekleştirilen altı büyük saldırının dördünde İsrail güçleri, tıbbi yapılara, hizmetlere ve personele saldırdı. İsrail ordusu, Gazze’deki hastane ve tıbbi kliniklere 180 saldırı gerçekleştirdi, 80 ambulansı hedef aldı ve 41 sağlık çalışanını öldürdü.
Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, Batı Şeria’da da sağlık çalışanlarına, ambulanslara ve tesislere saldırılar gerçekleştirildi.
Okul saldırıları:
2012 yılından bu yana 300’ün üzerinde çocuk ve öğretmen okula giderken veya dönerken gözaltına alındı ve tutuklandı.
12 yılda İsrail güçleri tarafından okullara 1826 saldırı gerçekleştirildi.
13-14 yaşındaki çocuklar okula gitmenin maliyetini, kırık bir bedenle eve dönmek ve tüm okul yılını kaybetmek olarak gördüklerini söylüyor.
Tutuklanan çocuklar:
2000’den beri, 13 bin Filistinli çocuk, İsrail güçleri tarafından gözaltına alındı, sorgulandı, yargılandı ve hapse atıldı.
2022-2023 yılları arasında suçlama ve yargılama olmaksızın gözaltına alınan çocukların sayısında artış gözlendi.
Filistinli çocuklar, her yerde -kontrol noktalarında, okula giderken, şehrin içinde veya kamplardaki operasyonlarda hatta yataklarında yatarken dahi- tutuklandı.
Bu çocuklar sıklıkla penceresiz hücrelerde, sürekli aydınlatılan hücre hapsinde tutuldu. Sorgulama sırasında çok yaygın olan bu yasak uygulamanın süresi, 2022'de ortalama 12,5 gün iken, 2023'te 16,5 güne çıktı.
Bu şartlarda gözaltında tutulan Filistinli çocukların kendine zarar verme ve intihar girişiminde bulunma vakaları da arttı.
Tutuklandığında 11 yaşında olan Bassam’ın şu ifadeleri yer alıyor raporda: “Beni tutuklayıp 100 gün hapse atmaya ne hakları var?.. İşkenceye maruz kaldım ve yemek yemeden, uyumadan geçirdim.”
Çocukların psikolojisi:
İsrail’in yaptığı işgalin nesiller boyunca Filistinli çocuklar üzerindeki etkisine dikkat çeken Albanese, “Güvenliklerine yönelik sürekli tehditler arasında çocuklar, sert bir gerçekliğe karşı başvurabilecekleri tek yol olarak şiddeti algılamaya başlayabilirler”, diyor.
Raporda ölümün hayaletinin çocuklar üzerinde ne kadar baskı yarattığını anlatırken “ölümden korkmak ölmenizi engellemez ancak yaşamaktan alıkoyar” diyerek hayatta kalmayı başaran çocukların psikolojisini özetliyor, Albanese.
17 yaşındaki Nadia’nın şu ifadelerine de yer veriyor raporda;
“Benim veya ailemin yapabileceği hiçbir şey yok. Ne Filistin hükûmeti, ne uluslararası örgütler, ne ailem. Kimse benim haklarımı korumuyor”
15 yaşındaki Filistinli bir kız çocuğunun şu sözleri de yer alıyor;
“Neden bedenlerimizle savaşmamız gerektiğini anlıyor musunuz? Hiçbir Filistinli lider, hiçbir uluslararası aktivist işgalin suçunu önlemede bize yardımcı olamaz. Bunu bedenimizle ve canımızla yapabiliriz...”
Cezasızlık
Filistinli çocukların kendilerini böyle güvende hissetmeyişinin tek sebebi İsrail’in saldırıları değil. Uluslararası toplum da bu çocukları koruyamayarak ve İsrail’i bu yaptıkları karşısında cezalandırmayarak cesaretlendirmesiyle müsebbibi oluyor yaşanan acıların.
Bu çocukların maruz kaldığı korku ve travma, uluslararası toplum üzerinde asla silinmeyecek büyük bir leke.