30 Mart’ta ne olur?
Günümüzde Türkiye’nin kaosunu formüle edecek bir kitap “Sosyal Hareketlerin Sosyolojisi”... Ünlü sosyolog Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın bu bilinen eseri geçen eylülde tekrar basıldı. (Büyük boy, 448 s., Bilge Kültür Sanat Yay. 0212 520 72 53). Türkdoğan Hoca, 18 bölümlük eserinde, geniş bir perspektiften günümüzü anlamamıza yardımcı oluyor. 7. bölümde “Eski Türkler ve Osmanlılarda Sosyal Tabakalaşma ve Sınıf Yapısı” başlığı altında bir ara başlık açarak “Naimâ’ya göre Osmanlı Sınıf Yapısı”nı inceler.
Naimâ, zamanımızı, hele AKP Hükûmetinin nasıl yok olup gideceğini, bugünü görmüş gibi, anlatır. Naimâ’nın çok önemli bir özelliği var: İbn Haldun’u örnek almıştır. Naimâ bir “İbn Halduncu”dur ve dolayısıyla benim “adamım”dır! “Bugün” için “dün” gerek. Naimâ’nın, Osmanlı’da tabakaları (veya sınıfları) anlatırken verdiği örnekler “yozlaşma”nın kaynağını gösteriyor. (Naimâ’ya döneceğiz.)
Ak Parti yönetimi, 30 Mart mahallî seçimleri referandum olarak görüyor. Referandumda oy oranı, %51-%49 olursa aklanmış olur. Ya istemeyenlerin oyu 1 fazla çıkarsa? Hükûmet istifa edecek mi?
Ak Parti yönetimini ve hususiyetle Recep T. Erdoğan’ı, inanın çok kötü günler bekliyor. Onlar için çok kötü ama milletin hayrına günler!
Cemaatlerin, şu bu grupların hamlesi değil, milletin hamlesi şart demiştim.
Eldeki yolsuzluk, rüşvet, nüfuz ticareti yeterli belgelerdir. Bundan sonra çıkacaklar pekiştirir sadece...
AKP yönetimi her şeyi, yolsuzlukları, rüşvet alıp-vermeyi “Allah rızası” için demek “cür’et”ini bile gösterecektir.
Halkımız uyanmalı/uyandırılmalıdır. 30 Mart, Türkiye’de çok şeyi değiştirecek.
R. T. Erdoğan, %51’i tutturursa bütün suçlamalardan aklanacağını düşünüyor zaar! (’Zâhir’in Yozgatçası!) Hiç güvenmesin!
“Yozgatça” deyince... Geçen pazar günü bir arabaşı günündeydim. Arabaşı (arabacıaşı) Yozgatlıların vazgeçilmez yemeğidir. “Arabaşı yemek” denmez, “arabaşı yutmak” denir. Artık öğrenmişsinizdir ne olduğunu... Televizyon kanallarında da sık bahsediliyor. Bilmeyenler için hamuru çorbaya bandırıp yutmak tuhaf gelir ama küçüklükten alışanlar için kış vakti vazgeçilemez bir aştır. Kalabalıkla, yarenlik ederek içmenin tadı başkadır.
Yerköy ve Şefaatli İlçeleri Yardımlaşma ve Kaynaşma Derneği arabaşı günü düzenlemişti. Böyle günlere pek gidemem ama “arabaşı” olunca duramıyor insan!
Geniş dernek binası çok kalabalıktı. Sohbet koyu idi ve herkes 30 Mart’a kilitlenmişti. Kesin karar ise AKP’nin büyük yara alması... “Komünist Battal”la yan yana idik... 12 Eylül öncesinde karşımızda idi. Şimdi dostuz. (Yerköy’den biri gazeteci, diğeri yazar iki tanınan isim var; onlar da toprağın mayasından olacak en azından “ulusalcılık” a evrildiler! Zaten hepsi bir elin parmakları kadardı!)
Herkesin “komünist” lakabıyla andığı Battal Abi, İstanbul’da “İlla CHP!” diyor ve var gücüyle çalışıyor. Oyunu kullanmak için ise Yerköy’e gidecek... Yerköy’de de “İllâ MHP!” diyor. Çok kişi MHP için ilçelerine akın edecek... İnsanları hiçbir seçimde bu kadar kararlı görmemiştim.
Her yer böyledir. Evet, R. T. Erdoğan hiç güvenmesin!