"1919 yılı Mayısının 19'uncu Günü Samsun'a Çıktım"
"1919 yılı Mayısının 19 uncu günü Samsun'a çıktım."
Atatürk, NUTUK' a bu unutulmaz cümle ile başlar…
Bu başlangıcın devamında 19 Mayıs 1919'da ülkenin içinde bulunduğu durumu ayrıntılı bir şekilde anlatır…
"Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmis, koşulları ağır bir Ateşkes Anlaşması imzalanmış.
Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus yorgun ve yoksul bir durumda.
Ulusu ve yurdu Genel Savaşa sürükleyenler, kendi başlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça yollar araştırmakta.
Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki Hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta..."
Ve işte vaziyetin bu özetiyle başlayan NUTUK, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi ile sona erer.
Öncelikle şunu bilelim: Tarih bilgisi olmayan toplum geleceğe umutla bakamaz.
Bilmek lazım… 23 Nisan'ı, 29 Ekim'i, 19 Mayıs'ı bilmek, o dönemin koşullarını iyi analiz etmek ve yaşananlardan ders almak lazım…
Bu yüzden NUTUK' u okumak lazım…
NUTUK, neden 19 Mayıs'la, o günkü mevcut koşulların anlatımıyla başlıyor bilmek lazım…
Atatürk, bu başlangıcı, tesadüfen veya bilinçsizce mi yapmıştı?
Tabi ki hayır!
O halde, bir vapurun Samsun'da bir limandan Anadolu'ya hareket etmesi neden bu kadar önemliydi?
Neden önemliydi, 1919'un Mayısındaki günün şartlarını bilmek?
19 Mayıs, uzun ve meşakkatli bir yolun başında atılan ilk adımdı. Ülkenin kuzeyinden kalkan o gemi, Anadolu'nun doğusundan batısına, daha sonra elde edilecek başarılarla haklı olduğu anlaşılacak o "umudu" taşıdı.
Ve Atatürk önderliğinde umutla başlanılan bu yol sonucunda, düşman kovuldu, tek kişiden oluşan egemenlik anlayışı devrildi, millet iradesiyle Meclis egemen kılındı ve nihayetinde Cumhuriyet ilan edildi…
Tüm bu kazanımları edinebilmek için ne kanlar döküldüğünün; özgürlüğün, Cumhuriyetin, demokrasinin ne kadar önemli olduğunun bilinciyle yeni nesiller yetişsin diye bugün onlara armağan edildi…
Zira bugünün Türkiye'sine baktığımızda durum çok mu farklı? Olaylar, şahıslar, koşullar pek tabi farklı ama vaziyet aynı.
Yönetim; kendi başının kaygısına düşenlerde…
Dış güçlerin salladığı parmakla politikalar şekilleniyor…
Üretim; yok… Tüketim; gittiği yere kadar…
Millet; yoksul ve bıkkın…
Yaklaşık 100 yıl sonra, yeniden, her şey tek adamın ağzından çıkan iki kelimeye bakıyor…
Ve tüm bu çamura batmış durumumuzdan güçlenerek çıkma zorunluluğumu var.
İşte, Atatürk, NUTUK' ta tüm o vaziyeti bizlere bunun için anlatmıştı… Koşullar nasıl olursa olsun, ne kadar umutsuz görünürse görünsün… Her zaman "umut var" demek için… "Koşullar böyleyken elde ettiğimiz başarıları, siz de kendi koşullarınıza karşı koruyabilirsiniz" demek için… "Yılmayın" demek için…
İşte bu yüzden 19 Mayıs, hepimiz için çok çok önemli…
Gençliğe armağan edilen bu önemli günün 100. yıl dönümünde, tüm çabalara rağmen adını silemedikleri Ulu Önder'in izinde, O'nun ilke ve değerlerine bağlı neslin çabalarıyla inanıyorum ve umut ediyorum ki; her şey güzel olacak!