Yunus'ta ustaca işlenen Dört Kapı Kırk Makam olgusu
Yunus''ta ustaca işlenen Dört Kapı Kırk Makam olgusu Ahmet Yesevî ve Hacı Bektaş-ı Veli sevgisi yanında Yunus Emre etkisi ile geleneğe dönüşmüş, pek çok âşık, Yunus tarzı şiirler yazmıştır.
Bunlardan:
Ela gözlü pirim geldi / Duyan gelsin işte meydan
Dört kapıyı kırk makamı / Bilen gelsin işte meydan
diyen Hatayi;
Evvel başta Muhammed''e selavat / Ârif isen bu manâyı ver imdi
Şeriattir, tarikattir, marifet / Hakikatten bize haber ver imdi
diyen Balım Sultan;
Şeriat tarikat ikisi birdir / Marifete ermez hakikat sırdır
Hak ehli kardaşlar irehber pirdir / Dini saklı gerek dinin içinde
diyen Teslim Abdal;
Şeriat şart imiş şartını bildim / Tarikat terk imiş terkini bildim
Marifet söz imiş anı söyledim / Hakikat bağına ummana geldim
diyen Muhyiddin Abdal en çok tanınanlarıdır.
Yunus Emre''nin pek çok şiirinde Dört Kapı, Kırk Makam olgusunun ustaca işlendiği görülür. İlk kapı olan şeriat bu dört mertebenin temeli ve en alt derecesi olup hakîkate açılan ilk kapıdır. Şeriatla ilgili:
Şerîat şîrîn olur işidene hoş gelür / Ne kim dilerse kılur ol şerîat içinde
biçimindeki dizelerinden başka Yunus Emre felsefesinde asıl bilinmesi gereken insanın kendini bilmesi gereğini vurgulayan:
İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin / Ya nice okumaktır
deyişiyle şeriat kapısının ikinci makamı olan ilim öğrenme ilkesine vurgu yapmıştır.
Dört Kapı Kırk Makam ilkelerinde hakikate ulaşmanın yolu tarikat kurallarına uymaktan, kötülüğe iyilikle cevap vermekten geçtiğini işaret eden Yunus''un:
Tarîkat cân yoldaşı cân ile olur işi / Tarîkata giren kişi dün-gün ibret içinde
gibi ve; Her kim bize taş atarsa güller nîsar olsun ana biçimindeki deyişlerinde görüldüğü gibi Tarîkat ehlinin gönlünde kibir ve kin olmaz ve o dedikodu yapmaz.
Yunus Emre''nin kişiliğinin oluşmasında İslâm kültürünün geniş etkisi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Yunus Emre''den önceki Anadolu''nun manevi ve edebî yaşamını etkileyen Ahmet Yesevî felsefesi de Yunus üzerinde çok büyük etki yapmıştır. Yesevî''nin, aşk ve insan sevgisi temasını dile getirdiği hikmetleri ve birlik beraberliğin simgesi ''Bir olalım, iri olalım, diri olalım'' sözü Yunus Emre şiir dünyasını etkileyen deyişlerdir. Yunus Emre''nin tasavvuf anlayışının temelinde Ahmet Yesevî yolunu takip eden Taptuk Emre gibi önemli bir sufiden ilham alması yatar. Bir deyişinde:
Taptuk''un tapısında / Kul olduk kapısında
Yunus miskin çiğ idik / Piştik elhamdülillâh
sözü kanıtlamaktadır.
Hoca Ahmed Yesevî''nin Orta Asya''daki Türkler arasında başlattığı bu tasavvufî hareketin bir benzeri yaklaşık bir asır sonra Anadolu''da ortaya çıkmıştır. Yesevi Kültünü benimseyen Yunus Emre, Yesevî''nin izinden giderek Anadolu halkı arasında ortak bir tasavvufî anlayışın oluşmasına saf, arı, temiz Türk Dili''ni ustaca kullanarak öncülük etmiştir. Türk tasavvuf şiirinin oluşumuna büyük katkı koyan Yunus Emre önemli ölçüde Ahmet Yesevi''den etkilenmiş bu etki, Ahmet Yesevî''nin, kimi dörtlükleri:
Hâlikımnı izler min / Tür kün cihan içinde
Tört yanımdan yol indi / Kevn ü mekân içinde
biçiminde olan hikmet ağırlıklı deyişleri Yunus Emre''de:
Adım adım ileri / Bu âlemden içerü
On sekiz bin âlemi / Geçdüm bir tağ içinde
- rastlayışımız kusursuz bir nazire örneği olarak karşımıza çıkmakta ve bu etkinin önemli kanıtlarından biri olarak görülmektedir.
Ahmet Yesevî''den önemli ölçüde etkilenen Yunus Emre, anlamı ''Onları cehennem köprüsüne doğru götürün'' ayetine telmih olan kıldan ince kılıçtan keskincedir ifadesi ile başta Yesevî olmak üzere Hâkim Ata, Muhyî, Sıdki Baba ve Kaygusuz Abdal gibi söyleyerek:
Sırat kıldan incedir / Kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne / Evler yapasım gelir
biçiminde dile getirmiştir.
Ahmet Yesevî''nin Doğu Türkçesi ile söylediği:
Hâce Ahmed minim atım tüni küni yanar otım
İki cihanda ümîdim minge sin ok kirek sin
biçimindeki deyişi Yunus Emre''de:
Yunus durur benim adum gün geldükçe artar odum
İki cihanda maksudum bana seni gerek seni
biçiminde söylenmiştir.
Yunus Emre, Ahmet Yesevi kültüne sahip çıkıp Anadolu''da Yesevilikten gelen dört kapı öğretisini kırk makamla donatarak Bektaşilik felsefesini oluşturan Hacı Bektaş Velî''nin öğretilerinden, hikmetli sözlerinden ve özgün deyişlerinden önemli ölçüde etkilenmiştir.
Yunus Emre Hacı Bektaş Velî''nin gönül üzerine söylediği:
"Gönül, cennete benzer."
"Gönül Kâbe''den daha üstündür, çünkü; gönül, Tanrı''nın nazargâhıdır."
"Tanrı ile bütün nesneler arasında perde vardır; fakat gönülle Tanrı arasında perde yoktur." biçimindeki sözlerini kendine özgü şiir potasında yoğuran Yunus Emre:
Duruş kazan ye yedir / Bir gönül ele getir
Bin Kâbe''den yeğrektir / Bir gönül ziyareti.
*
Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet bile / Elin, yüzün yumaz değil.
biçimindeki deyişlerle Yesevi Kültünün Hacı Bektaş felsefesini yönlendiren ve kendisine sirayet eden etkiyi Yunus''ça dile getirmiştir.