Yok bu onun işi değil!
Başbakan Recep T. Erdoğan’ın vekili Bülent Arınç, Dağlıca’da karakola saldıran PKK’lıların silâhlı olduklarını ve kalabalık geldiklerini söyledi. Nasıl bildi?! Ellerinde devletin bütün imkânları var...
Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT), Başbakanlığa bağlı... Başbakan Meksika’dayken arayacakları ilk isim Bülent Arınç’tır.
“Efendim, silâhlı ve kalabalık bir grup Dağlıca’da karakola saldırdı.”
Bülent Arınç oradan öğrenmiştir PKK’lıların silâhlı ve kalabalık olduğunu!
Belki kendisine bilgi veren MİT yetkilisine sormuştur: “PKK’nın içinde hangi gruptur bunlar?”
Çünkü bu sıra PKK’ya toz konduramıyorlar... Mutlaka söz dinlemeyen Fehman Hüseyin’in grubu saldırmıştır!
PKK’nın saldırısından önce, “Abdullah Öcalan ev hapsine alınacak” diyen Bülent Arınç değil miydi?
Saldırıdan sonra ise “hukukçu” siyasetçimiz: “Ev hapsine çıkarılmasına kanunlar izin vermez” demiş ve dönüvermişti.
MİT’çiler (dolayısıyla Başbakan R. T. Erdoğan) Karayılan’ın avanesiyle Oslo’da “barış masası”na oturup mutabakat imzalamamış mıydı...
“Dost”a elbette toz kondurulamaz.
Avni boşuna mı gitti/gönderildi Kandil’in tepesine:
“Hey dost! Oslo’dan beri bayağı mesafe koyduk araya; arkadaşlarınla epey şakalaşmış, ünsiyet peyda etmiştik... Bu kadar ara açmak olmaz ki’85 Görüşelim. Sizin ‘kaçak’ çaydan içelim, bu sefer getirmeyi unutmayın!”
Evet, ne yazık ki, Dağlıca’ya bilmem kaçıncısı olan son saldırıdan önce estirilen hava bu idi.
Saldırıdan sonra da aynı hava estirildi:
Fehman Hüseyin veya Behoz her ne haltsa, bütün saldırıları planlayan ve organize eden bu âsidir! Karayılan ak sütten çıkmış kaşık... O, “Oslo süreci” ne bağlı... Onu dinlemiyorlar ki!
Gazetelere bu haberleri servis ettiler.
Bazı köşe yazarları hâlâ PKK içinde bir başka PKK’dan bahsedebiliyorlar.
Ya satılmış bunlar, ya akılları kıt!
***
PKK meselesinde 10 yıldan fazladır yazıyorum. Eski PKK’lıyla da 16 yıl önce günlerce yayınlanan ilk röportajı da ben yaptım. (Bu isim sonra çok konuşuldu. “Ürperten İtiraflar” kitabını yayınladı.) Başka eski PKK’lılarla da görüştüm.
Israrla şunu sordum: “PKK başının izni olmadan bir hareket yapmanız, katliama girişmeniz mümkün müydü?”
Hepsinin verdiği cevap: “Kesinlikle mümkün değil.”
Karayılan’a toz kondurmak istemeyenler PKK’nın gönüllü militanlarıdır!
***
Önemli mesele: “Alın ileride karşımıza çıkarırsınız!” diye aracı devlet İngiltere yetkilisine teslim edilen “Oslo mutabakatı”nda gerçekten Türk devletini ilzam eden maddeler var mıdır? Günlerce yayın yapıldığı hâlde yalanlanmadığına göre, mutabakat kesin. Ama muhtevası bahsedildiği gibi mi?.. Türk devleti mi suçlanıyor?
Bu sorunun cevabı verilmeden PKK ile mücadele göz boyamadır!