Yard. doçentler dertli (2)

Geçmişte, bir Anadolu insanının doktora yapma serüvenini yazsam roman olur demiştim. İlim yapmak isteyen Anadolu insanı hayata yenik başlıyor. Üniversitede öğretim üyeliği hayatını “Yard. Doç. Dr.” olarak tamamlayan nice insanlar tanırım ve ilme kattıklarıyla nice profesörlerin önündedirler. İllâ bir Batı dili bilecek diye insanları sürüm sürüm süründürmek ne ilme ne ahlâka sığar. İlme verdikleri mi önemli, yabancı dil bilmeleri mi?
Başaranlar nasıl başarıyor sorusuna gelirsek: Çoğunluğu filoloji mezunu, kolej, özel okul, fen lisesi, yabancı lise veya yabancı dille eğitim yapan üniversite bitirmiş.
Bu kişilerle aynı şartlarda yarışacaksınız. Onlardan beklenen performansın aynısını siz de göstereceksiniz. Yıllar önce DTCF’de yapılan bir imtihanda (KPDS), Türk vatandaşlığına geçmiş bir Alman mühendisin “Böyle sınav olmaz, ben Almanya’da doğup büyüdüm, mühendis oldum ama bu sınav bana bile zor geldi.” diye görevlilere itiraz ettiğini duyanlar nakletmişti.
Şimdi bu yardımcı doçentler çok fazla para ve zaman harcayarak dili geçme yarışına girmiş durumdalar. Stres bütün verimliliklerini kaybettiriyor. Dil yüzünden alanlarında yapacakları faaliyetlerin, çalışmaların çok azını ortaya koyabiliyorlar. Buna rağmen akademisyenler arasında çok üretken olan grup yine yardımcı doçentlerdir.
Eğer yardımcı doçentlerin dil problemi çözülürse yaklaşık 15-20 bin yeni kadro açılacak demektir. Birçok yeni fakültede yüksek lisans ve doktora dersleri başlayacak demektir. Yönetim kurulu olmayan fakültelerin yönetim kurulları oluşacak demektir. Yeni bir heyecanla kitaplar, makaleler, tebliğler hazırlanacak, ilmî çalışmalar çoğalacak demektir.
Ortalama 15 bin yeni kitap, 30 bin makale, binlerce tebliğ ilim dünyasına kazandırılacaktır. Bu ülkemizin kültür ve teknik gelişimine büyük bir katkı olacaktır.
Doçentlik için mecburi tutulan kitap, makale, tebliğ şartları aynen uygulanmak suretiyle şu çözümler gündeme gelebilir:
a- Belli bir yıl esas alınarak (Meselâ; 2000, 2005, 2010) belli bir puan almış olanlar (50-55 gibi) doçentliğe başvurabilirler. Bu uygulama dahi önemli sayıda yardımcı doçentin problemini halleder.
b- Doktorasını bitiren herkes belli bir yıldan sonra (Doçentlikte olduğu gibi 5 yıl,10 yıl.) gerekli ilmî çalışmaları yapmış olmak kaydıyla dil şartı aranmaksızın doçentliğe müracaat edebilir.
c- Üniversiteler, doçentlik dil imtihanlarını kendileri yapabilir. Branş durumu da dikkate alınır.
d- Şu anki durumda dershaneler, yabancı ülkelerin kültür merkezleri ve dil kursları parsayı toplamaktadır. Önemli bir maddî tutar söz konusudur. Konu YÖK marifetiyle Meclis’e intikal etmelidir. Tek maddelik bir değişiklik yeterlidir. Şu an doçentlik için dil barajı 65’tir. Bu, kanunla belirlenmiştir. İlgili maddede yapılacak bir değişiklikle on binlerce öğretim üyesinin, ailelerinin, üniversitelerin problemi çözülmüş olacaktır.
Mesele üniversitelerimiz, dolayısıyla geleceğimizdir. (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları