Yanlış diyebilir misiniz? (3)
“Kürdoloji Yalanları” kitabının yazarı D. Ahsen Batur’un mektubunu yayınlamaya devam ediyoruz. Mesele, etnisitelere umut verilmesidir. Olmayanın, “olmuş/olabilecek” gösterilmesi, sürekli huzursuzluğa sebep olunmasıdır. “Gizli eller”in istediği budur ve AKP yönetimi bu tuzağa düşmüştür: “Demokratikleşme” dedikleri bir “yıkım paketi”ni açıklama hazırlığı içindeler. Ahsen Batur’un birinci el kaynakları incelediğini belirtmeliyim:
“Yazılı bir kitabesi olmayan, literatürü oluşmamış, dil birliğini sağlayamamış, bir iki küçük beyliğin dışında devleti olmamış, bu eziklikle İzady’nin ifadesiyle ’Bu bölgede Milattan önce ve sonra yaşamış, etnik mensubiyeti açıkça belirtilmemiş her halkı Kürt kabul ediyorum’ diyen ve 20’den fazla ataya sahiplendikten sonra hepsini eleyerek, en son Med’lerde karar kılan siyasî Kürtçüler, Kürdoloji adı altında herhalde bu halklara ait sanat eserlerini, kitabelerini vs.yi belge olarak okutacaklardır. Kürtlerden de sahabe çıktığını ispat için hadis kitaplarındaki metinleri dahi tahrif ederek isimlerin sonuna el-kürdî ilavesiyle her önlerine geleni Kürt yapanlar, İzady gibi Strabon’u dahi Kürt yapmaktan hiç çekinmezler.
Zerdüşt’ün peygamber olup olmadığı çok tartışmalıdır ve Avrupalı bilim adamları, örneğin R. Frye, Zerdüşt’ü yalnızca bir filozof olarak kabul ederler. Bir kere Zerdüşt’ün peygamber olarak gelmesi dahi peygamberlerin gönderiliş şekline terstir. Zaten Kur’an’da birkaç sayfa indirilen peygamberlerin adları dahi zikredilirken, Zerdüşt gibi çok hacimli bir kitap gönderilen bir peygamberden söz edilmemesi dikkat çekicidir. Eğer Zerdüşt, kendisine kitap verilmiş bir peygamber olsaydı, Kur’an’da bir şekilde zikredilir veya imada bulunulurdu. Bir defa peygamberler öyle pat diye koltuğunun altında bir tomar yazıyla çıkıp gelmezler. Önce Allah’ın elçisi olduğunu söyler, halkı Allah’ın dinine davet eder, inkâr edildiğinde Allah’ın yardımıyla mucizeler gösterir veya kendisine bir kitap yahut birkaç sayfa indirilir. Kaldı ki Zerdüşt, gençliğinde Harran’da Sabii filozoflardan felsefe tâlim etmiş, daha sonra Birunî’nin el-Asâr el-Bakiye adlı eserinde bildirdiğine göre, Pisagor’un öğrencilerinden Faylakus’tan Babil’de dersler almış, sonra Seylan’da dağlara çekilmiş (Budda’nın ormana çekilmesi gibi) ve birkaç yıl kadar dağda kalmış ve kolunda bir tomar yazıyla birlikte çıkagelmiştir. Birunî, Zerdüşt’ün ders aldığı Sabii bilginlerin aslında Yahudi asıllı olduklarını da belirtir. Ayrıca o, Zerdüşt’ü sahte ve sapık peygamberler arasında gösterir. Zerdüşt’ün düşünce tarzı ile Budda’nın düşünce tarzı arasında yakın paralellikler vardır ve Zerdüştizm çok tanrılı bir dindir. Örneğin bir defasında Budda’ya ‘Söyler misin üstad, bir insan diğer insanlardan uzak düşse ve yanında sadece anası olsa, soyunun kesilmesinden korkan bu insan anasından başka bir kadın da bulamıyorsa, ne yapmalı?’ diye sorarlar. O da bu durumda o kişinin annesiyle cinsi temasta bulunabileceğini belirtir. Aynı soru Zerdüşt’e sorulmuş, o da tıpkı Budda gibi cevap vermiş. Yani ensest ilişkiye onay çıkarmıştır. (Kürdoloji Yalanları, s. 289-291). Zerdüşt’ün kitabı Avesta, Zazalara göre Zazaca, Kürtlere göre Kürtçe, İranlılara göre Orta Pers dili yani Pehlevicedir.”
PKK, Zerdüşt’ü peygamberleri ilân etmişti, biliyorsunuz. Yarın mektubun sonu.