Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Yabancı Asker

Cumhurbaşkanlığınca TBMM’ye sunulan yurt dışına asker gönderme tezkeresinin bir bölümü aynen şöyle:

… yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması… için… izin süresinin… iki yıl uzatılması hususunda gereğini… bilgilerinize sunarım.”

Evet aynen böyle. Tezkereye onay verenler, “yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına” onay vermişlerdir. Lamı cimi yok, Cumhurbaşkanlığı “yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasını” istemiş, TBMM’deki milletvekillerinin büyük bir bölümü de buna onay vermiştir.

Tezkerenin sadece bu bölümünü okursanız onay verenleri hainlikle suçlayabilirsiniz. Ama tezkerenin başka bölümleri de var:

Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler istikametinde Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi

Tezkerenin sadece bu bölümünü okursanız onay vermeyenleri de hainlikle suçlayabilirsiniz.

Demek ki tezkerede “ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı… Türk silahlı kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak” da var, “yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması” da var. Yapılacak iş, millî duruşu benimsemiş olan bütün partilerin direnmesi ve “yabancı asker” bölümünü çıkartması idi. Bu yapılmamıştır. Hata tezkerededir; kimsenin kimseyi suçlamaya hakkı yoktur.

Tezkeredeki bir ibareye de okuyucuların dikkatini çekmek isterim: “… kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak…

Demek ki neymiş? “Kitlesel göç”, millî güvenliğimize karşı “risk” oluşturuyormuş. O zaman… Böyle bir risk, bir tehlike karşısında kamuoyunu uyarmak isteyen gençleri niçin göz altına alıyor, niçin tutukluyorsunuz? Yani “risk”i Cumhurbaşkanlığı ve TBMM dile getirebilir fakat vatandaşlar dile getiremez mi?

Evet böyle bir “risk” vardır ve TBMM tarafından onaylanan Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle resmî kayıtlara geçmiştir. Bir soruyla bu konuyu bitireyim: Ülkemizdeki “kitlesel göç riski” hangi iktidar zamanında ve hangi iktidarın politikaları sonucu ortaya çıkmıştır?

Süryani Kilisesi

8 Ekim 2023’te Mor Efrem Süryani Kilisesi, Cumhurbaşkanı ve bazı bakanların katılımı ve Erdoğan’ın kurdeleyi kesmesiyle açıldı. Böylece Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir kilise inşa edilmiş oldu. Sorum şudur: Böyle bir açılışta muhalif parti liderlerinden biri bulunsaydı yandaşlar nasıl tepki gösterirdi?

Dindar Anne ve Babalara…

Ekim ayının başlarında yine bir cemaat yurdunda bir çocuğa tecavüz olayı gazetelerde yer aldı. Haberlere göre imam göz altına alındı, yurt kapatıldı.

Bu kaçıncı olay? Dinlerini öğrensin diye çocuklarını cemaat ve tarikat yurtlarına gönderen anne babalar kaçıncı defa perişan oluyorlar?

Dindar anne ve babaların bu acı olaylardan ders alıp çocuklarını artık cemaat ve tarikat yurtlarına göndermemesi iyi olur. Fakat en iyisi bu yurtların tamamen kapatılmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları