Ya 'durağanlık' ya 'hareket'

Pazar günü yapılacak MHP’nin büyük kongresi sıradan bir kongre değil... Uzun zamandır MHP’nin kongrelerini takip etmemiştim. Her zaman genel başkan adayları çıkar ama sonuç değişmezdi.
Bu kongrede ya “durağanlık” tercih edilecek, ya “hareket” ...
Anadolu da Trakya da aynı arzu içinde: Hareket...
“Hareket” e Türkiye’nin şartları zorluyor. Türkiye’nin şartları, MHP’nin “her yerde” olmasını gerektiriyor. “Türkiye”nin partisi isen, sadece “Ankara” da olamazsın, doğudan batıya, kuzeyden güneye her yerde ses vermelisin!
Taşlar yerinden oynamıştır.
İlk defa, Türkiye sathından Ankara’ya bir kıpırdanma, bir hareket, bir tazyik başlamıştır: Değişim.
Burada kaç zamandır yazdığım “değişim” ve daha ötesi “diriliş”, Ankara’da Balgat’ta oturan “kişi” ve kişilerin değişimi değil; “kişi”nin özündeki değişimdir.
Eğer mevcut “Genel Merkez”, Şırnak’taki ayağına diken batan bir çocuğun, Edirne’deki koyunu kaybolan bir çobanın meselesini kendisine dert edinebiliyorsa; milletin hasletlerini, hususiyetlerini dikkate alarak yeni politikalar üreteceğine, ekonomisinden terörüne bulduğu çarelerle, Türkiye’yi bir baştan bir başa dalgalandıracağına inandırabiliyorsa, “Genel Merkez”le devam...
Ama hiçbir emare görülmedi; halk hiçbir işaret almadı/alamadı.
Onun için “değişim”i isteyen yalnız MHP’liler değil, memleketin içinde bulunduğu durumdan endişe duyan bütün halk!

***


MHP kongresi mitinge dönüşebilmelidir. 10 bin kişi kongre salonundaysa, birkaç misli kalabalık kongre salonunun dışında toplanmalı, avazıyla “Çankaya” tepelerini çınlatmalıdır.
Türkiye’nin en eski iki partisinden biri olan MHP’de kongre mutlaka şeffaf olmalıdır. Çocukça, ilkel ayak oyunlarıyla ne delege etkilemeye, ne delegenin kartında tahrifata, ne otel lobilerinde değişik “tavırlar”a girişilmelidir.
Eğer bu seçimde MHP’de, basitlikler yaşanır, sonuç alınamayacağı düşünülerek, sandıklar, sandalyeler devrilmeye kalkışılırsa, halk bir daha yüzünüze bakmaz. Herkes sonuca razı olmak zorundadır.
Ve herkes 5 Kasım’da birbiriyle kucaklaşabilmelidir. Dün demiştim: El ele gönül gönüle... Kendiniz için değil, mesuliyetini omuzladığınız Türk halkı için, Türk dünyası için.
Milliyetçi Hareket Partisi dönemeçte...
MHP, “durağanlık” tercih edilirse eriyecek, “hareket” tercih edilirse Türkiye’nin kaderine hâkim olacak.
“Hareket”e geçmek için, dinamizm için “değişim” şart... Bunu bizzat halkın gözünde gördüm, yüreğinde okudum.

Yazarın Diğer Yazıları