Uyuşturucunun büyük patronu kim?

Amerikan basını, Sedat Peker''in açıklamaları konusunda, Türkiye''yi suçlamaya başladı bile. Amerika''nın Sesi, "Venezuela-Türkiye Kokain Hattı İçin Stratejik İttifaklar Gerekli" görüşünü öne çıkardı. Görüşün sahibi, Venezuela Uyuşturucuyla Mücadele Ofisi''nde ve Amerikan Devletleri Örgütü''nde Uyuşturucu Komisyonu başkanlığı yapmış Mildred Camero...

***

Venezuelalı narkotik uzmanı Camero, Kolombiya ile 2 bin 219 km sınırı olan Venezuela''nın yılda yaklaşık 300-350 ton kokain sevkiyatıyla, dünya uyuşturucu ticaretinde stratejik bir öneme sahip olduğunu söylüyor.

ABD Adalet Bakanlığı tarafından Venezuelalı bazı üst düzey hükümet yetkilileri hakkında uyuşturucu kaçakçılığında rolleri olduğu gerekçesiyle iddianame hazırlandığına dikkat çeken Camero, bir Venezuela-Türkiye kokain rotası kurabilmek için iki ülkeden de stratejik ittifaklar kurmanın zorunlu olduğuna dikkat çekiyor.

Yani, "Bazı Venezuelalı üst düzey hükümet yetkilileri hakkında ABD Adalet Bakanlığı dava açıyorsa, Türkiye''deki stratejik müttefikleri hakkında da dava açabilir" demiş oluyor.

***

Camero, Türkiye ve Venezuela arasında doğrudan uçak seferlerinin, gemi trafiğinin ve ticari anlaşmanın olmasının uyuşturucu kaçakçılığı rotasını da kolaylaştıracağını söylüyor.

Camero, "Bu büyüklükte işleri yapabilmek, hem uyuşturucunun çıktığı hem de ulaşacağı ülkede liman çalışanlarından gümrük memurlarına, askerlerden bazı üst düzey hükümet yetkililerine kadar uzanan geniş bir ilişki ağını gerektiriyor" diyor.

Camero, Venezuela üzerinden sevk edilen kokainin ana rotalarından birinin Karayipler olduğunu hatırlatıyor ve "Kolombiya''dan kayıklarla Venezuela''ya sokulan kokainin, Venezuela''nın çeşitli limanlarından gemilerle önce Dominik Cumhuriyeti''ne oradan da Atlas Okyanusu''na kıyısı olan Avrupa ülkelerine ve/veya Akdeniz ülkelerine gittiğini" belirtiyor.

Camero, ABD Güney Komutanlığı''nın, kokain sevkiyatının ana güzergâhlarından biri olan "Karayip Rotası"nda uyuşturucu operasyonları yapmasından dolayı alternatif rotalar kullanıldığını da bildiriyor!

Yani uçak gemilerine sahip ABD Deniz Kuvvetleri, uyuşturucunun Kolombiya''dan Venezuela''ya oradan da gemilerle Karayip adaları üzerinden Avrupa''ya, Akdeniz ülkelerine veya Afrika üzerinden yine aynı bölgeye taşınmasını seyrediyor, öyle mi?

Bu açıklamalar aslında büyük itiraflar olarak görülmelidir!

***

Camero''nun, bütün ayrıntıları ile anlattığı, uyuşturucu rotalarının Amerikan istihbarat örgütünün bilgisi, izni hatta yardımı ve koordinasyonu olmadan işlemeyeceğini benden iyi bilmesi gerekir. Trilyon dolarların döndüğü bu piyasanın Karadeniz hariç dünyanın bütün denizlerine hâkim olan ABD''ye rağmen kurulduğunu kimse söyleyemez. Bir defa bu kadar yüksek miktarda doların, ABD dışında bir ülkenin kontrolünde el değiştirmesi mümkün değildir. Okyanuslarda, kara paranın bir süre tutulduğu ada devletçikleri de ya ABD''nin ya da İngiltere''nin kontrolündedir. Üstelik 300-350 ton yıllık kokain sevkiyatı da gemilerle yapılmaktadır.

Dolar taşıyan gemilere el koyan ABD, uyuşturucu taşıyan gemilerin Amerikan-İngiliz üslerinin ve gemilerinin bulunduğu ada devletçiklerinden geçip gitmesini neden seyrediyor?

***

Uyuşturucu konusunda dünyada bir stratejik ittifak varsa, bu ittifak, ABD''den bağımsız kurulabilir mi? Dünyadaki bütün hükümetlerin ve siyasi partilerin bu uyuşturucu ittifakından haberi vardır. Bir kısmı da uyuşturucu ittifakının ortağıdır!

İstanbul ve İzmit''in atıkları, Marmara Denizi''ni öldürdü ve deniz salyası olarak su yüzüne çıktı ama dünya uyuşturucu trafiği de aynen bu müsilaj gibi bütün insani değerleri yok etti. Kuş gribi, domuz gribi ve sars ile deneyip başaramadıkları fakat korona denilen korku kampanyasıyla sonuca ulaştıkları malum. İnsanlığı, doğal ve sentetik uyuşturucularla ve kendi ellerindeki ilaç, haberleşme ve medya sektörleri ile zehirliyorlar, uyutuyorlar, bir taraftan da büyük sıfırlamayı sağlamak için insanlığı virüs-aşı denklemine mahkûm ederek eve kapatıyorlar!

Yazarın Diğer Yazıları