İç cepheyi kim çökertiyor?

“İç cephe” tartışması, Tayyip Erdoğan’ın, 29 Ekim programında "Biz iç cepheyi sağlam tuttukça, ne terör örgütleri ne de onları besleyip semirterek üzerimize salan şer güçleri emellerine ulaşamayacaktır" demesiyle başladı.

“İç cephe” kavramını Türk siyasetinde ilk kullanan kişi Atatürk’tür. Atatürk, “Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir. Fakat bu durum hiç bir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür. Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüz yıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı da sağlamışlardır. Gerçekten, kaleyi içinden almak dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu maksadı gerçekleştirmek için içimize kadar sokulabilen bozguncu mikropların ve ajanların varlığını iddia etmek yerindedir.

Meclis'in zihniyeti, çalışmaları ve durumu, düşmana ümit verici olmadıkça iç ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına imkân ve ihtimal yoktur." demişti.

***

Atatürk’e göre sorun Meclis’te düğümlenmektedir. Gerçekten de bugün Meclis’in bir bölümü, “Yeni Anayasa” diyerek rejimi yıkmaya çalışan siyasi partilerden oluşuyorsa, ancak bu siyasi gücü halkın millî ve dini duygularını istismar ederek elde etmişlerse ne olacak? Sorun budur.

Bugün iç cephe yerinden oynamışsa, sorumlusu, Meclis’te çoğunluğu oluşturan siyasi partilerdir, çünkü bu partiler, hem iç cepheyi hem dış cepheyi yerinden oynatmış ve düşmana ümit vermiştir.

Mesela, iktidarın emriyle başlatılan Ergenekon, Balyoz ve Askerî Casusluk davalarıyla “Türk ordusuna kumpas” kurulduğunu bugün herkes kabul ediyor. Bu davalar, düşmana ümit ve cesaret vermek değil miydi?

PKK ile masaya oturmakla başlatılan “çözüm süreci”nin “çözülme süreci” olduğunu yani “iç cepheyi yıkmak” anlamına geldiğini söyleyenler, bugün “Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun” demeye başlamışsa bu durum iç cepheyi yıkmaz mı?

Bakınız, emekli Amiral Cihat Yaycı “İç cephe, etnik kimliklere özel statü verilerek değil; Türk ulusu çatısı altında sağlanabilir.' 'Anayasamızda Türkiye’de birden fazla halk olduğu tanımlanırsa, bu self-determinasyon riskini doğurur. Ulusal kimlik zedelenirse, ülkenin bütünlüğü tehlikeye girer.” diyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da “İç cepheyi tahkim etmek için Öcalan’ı çıkarırsanız bırakın tahkim etmeyi ortada iç cephe kalmaz. Öcalan’ı Meclis’te konuşturmak, FETÖ’nün Meclis’i bombalamasından daha büyük bir manevi tahribat yaratır. Atatürk düşmanları ile iç cephe oluşturulmaz, millî birlik sağlanamaz. Çünkü Atatürk düşmanları özde Türk ve Türkiye düşmanlarıdır. Atatürk düşmanları ile ise sonuna kadar mücadele edilir. Millî birliği sağlamak, iç cepheyi güçlendirmek ancak bu mücadele başarı ile sonuçlanınca mümkündür.” diyor.

Yine, “camileri ahır yapacaklar” söylemiyle iç cephe ne hâle gelir? X mesajında Levent Mazılıgüney, "İç cephede sağlam kalabilmeye önem veren bir iktidar bloğu, bir toplumun yarısını diğer yarısı aleyhinde bu kadar ötekileştirebilir mi? Şeytanlaştırmanın, damgalamanın ve aşağılamanın bu derece sistematik bir hâl aldığı Türkiye’de iç cephe sağlam kalabilir mi? İç cephe, toplumun yarısı düşmanlaştırılarak güçlendirilmez” diyor.

***

Ayrıca, emeklisini ve çalışanlarını açlık sınırının çok altında ücretlere mahkûm eden bir iktidar, iç cepheye en büyük zararı vermiş olmuyor mu?

Milletin yeni doğan bebeklerini tasarlayarak öldürenlere yetki veren bir sağlık sistemiyle iktidar, iç cepheye en büyük zararı vermiş olmuyor mu?

Çocuklarını uyuşturucu çetelerine teslim eden bir sistemi devam ettiren kim? İktidar tedbir alsa, ülkede bir gram uyuşturucu üretilebilir mi, satılabilir mi?

Uyguladığı dış politika ile ülkenin etrafının terör ordularıyla kuşatılmasına yol açan, ülkeye milyonlarca yabancı kabul ederek nüfus yapısını değiştiren iktidar, iç cepheyi yıkmış olmuyor mu?

Nihayet “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dediler diye teğmenlerini ordudan atmaya çalışan bir siyasi iktidar, iç cepheye saldırmış olmuyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları