Urban-Francesco hattı!
Papa Francesco, San PietroBazilikası’nda “Ermeni şehitliğinin 100. yılı için kutsal ayin” töreni düzenliyor. Bildiğiniz şu konuşmayı yapıyor:
“Son yüzyılda insanlık 3 büyük trajedi yaşamıştır. Bunların ilki, genel olarak 20. yüzyılın ilk soykırımı olarak görülen ve siz Ermeni halkına karşı yapılmış olandır. Piskoposlar, rahipler, dindarlar, kadınlar, erkekler, yaşlılar ve hatta savunmasız çocuklar ve hastalar bile öldürülmüştür Bugün, acıdan parçalanmış ama umut dolu kalplerle, atalarınızın zulme maruz kaldığı bu trajik olayın, bu toplu ve delice kıyımın yüzüncü yıldönümünü anıyoruz Hatırlamak gereklidir, hatta zorunludur Çünkü kötülüğü saklamak ya da inkâr etmek, bir yarayı tedavi etmeden kanamaya bırakmaya benzer.”
Papa, böyle bir ayinde iki türlü çıkar düşünmüştür: 1915’daki vak’alardan hareketle “Müslüman Türkler”e karşı Katolik dünyasını kışkırtmak, 2. Ermeniler nezdinde, Katoliklikten ayrı başka mezheplere mensup Hristiyanlara yakınlık göstermek...
Papa’dan hiçbir zaman “hak verme” beklemeyin. Gerçekten Ruhanî bir lider, sebepler ve sonuçlar üzerinde kafa yorar ve “Müslüman-Hristiyan” ayırımına girmeden, gerçekçi bir dil kullanır.
O ise, Türkleri ilzam erden bir dille ağır bühtanda bulunmuştur.
Bu dil Papa Urban’ın dilidir; “Haçlı” zihniyetinin dilidir.
(II. Urbanus’un, 1095’te Haçlı Seferi’ni ilân ederken yaptığı konuşma ile Papa Francesco’nun bu konuşmasını karşılaştırın; mahiyetinin aynı olduğunu göreceksiniz.)
Teşkilat-ı Mahsusa Başkanı Hüsamettin Ertürk, “İki Devrin Perde Arkası” nda dönemi anlatırken şunları söyler:
“Ermeni Patriği Zaven Efendi’nin nazarında bütün Türkler Ermeni katliamına iştirak etmiş suçlulardı. Hâlbuki mesele iki partinin mücadelesi idi. Birinci Cihan Harbi başladığı zaman, Rus ordularına öncülük yapan Taşnak ve Hınçak Ermeni çetelerinin fedaileri, kahraman Erzurum’un, Van’ın Türklerini kılıçtan geçirmişler süngülemişlerdi. İttihat Terakki de bunlara mukabil çeteler teşkil etmiş, aynen mukabeleyi de emreylemişti. Eğer ortada cürüm varsa, bunun her iki teşekküle yüklenmesi gerekiyordu.”
“Soykırım” iddiaları karşı savunmayı geçmeyi zül sayarım. “Alnımız ak” veya “kara” gibi ifadeleri de kullanmam. Tarihî vetireyi görmeyen gözler günün şartlarının hâdiselerini işlerine geldiği gibi yorumlarlar.
Türkiye’de o kadar çok Türk düşmanı var ki... Velev ki, sizin dediğiniz gibi hâdiseler oldu; neden beni “özür”e icbar ediyorsun ve neden beni suçluyorsun? “Özür”ün arkasında neler geleceğini düşünmek bile istemiyorum. Maksat “Türk”ün adını silmekten öte Türk’ü yok etmektir!
Mustafa Kemal de Zaven Efendi’nin (1869-1947) yaptıkların anlatmıştır. Ermenicilere sorarsanız Zaven Efendi “azizliği” hak etmiş bir ruhanîdir.
Türkiye’de kim ki, “soykırım” diyor; Türk’ün düşmanıdır. Kim ki, “soykırım” diyenlere kol kanat geriyor; ya gafildir ya içten içe Türk düşmanıdır. AKP de, CHP de “soykırım” diyenleri milletvekili adayı göstermekle tarihî hata işlemişlerdir.
A. Davutoğlu, hangi akılla “soykırım” diyen Ermeniciyi danışman yapmıştır?
Papa’ya karşı konuşursan sana “müraî” demezler mi?