Üniversitelerde toplu temizlik fırsatı

Yeryüzünün hiçbir yerinde hem 'katliam yapan', hem de 'kendisine kâtil diyene maaş ödeyen' devlet yoktur... Eğer Türkiye Cumhuriyeti kendisine 'kâtil' diyenlere maaş ödemeye devam edecek ve onların devletteki akademik kadrolarını koruyacaksa, bir yandan 'kâtil' suçlamasını kabul etmiş, diğer yandan yakın gelecekte çok daha büyük belâları üzerine çekmiş olacaktır...

1100 akademisyenin yayınladığı bildiri resmen suçüstüdür, şimdi 'toplu temizlik' için devlet kararlılığı gerekmektedir... 'Suçu ve suçluyu övmek' bizim ceza kanunlarımızda hâlâ suçsa, terörle mücadele edenleri terör örgütlerinin hedefi hâline getirmek hâlâ suçsa ve yanlış bilmiyorsak, devlet 'katliamcı' suçlamasını bir şeref nişanı olarak kabul etmiyorsa gereğini yapmalıdır...

Bunun gereği de kınama veya YÖK incelemesi türünden değil, doğrudan savcılık marifetiyle ve hızlı davranmak... Bu konuda tereddüt gösteren ve yutkunarak konuşan bu işi çözemez... Anadolu'ya şehit yağarken, gözü yaşlı yetimler ordusu tabut başlarında titrerken, terörizme 'insan hakları' kılıfı giydirmeye çalışanları kanun önüne çıkarmayan devlet, devlet olarak kalamaz...

***

Aslında bu mesele 'ağır devlet kusurunu' veya 'yönetici ihaneti'ni ortaya çıkardı... Kim bunlar ve bu üniversitelere nasıl yerleştiler? Akademik personel alımında nasıl bir 'klan' veya 'kast' sistemi oluşturarak 'kendilerinden olanları' bu denli çoğaltabildiler? Bir devlet bu süreçte nasıl uyudu veya uyutuldu?

Listeye baktığınızda çok az bir kısmının yurt dışındaki üniversitelerden oluştuğunu görüyorsunuz... Ağırlık Ankara, İstanbul ve İzmir'den... Ve hep yazdığımız gibi İstanbul'daki 'özel' üniversitelerden... Hani şu Ermeni meselesinin Türkiye aleyhine, Erivan'da bile bu kadar Türkiye aleyhine konuşulamadığı 'mütareke üniversiteleri'nden!.. Bağrımızdaki hançerlerden...

Yıllardır uyarmaya çalışıyoruz: "Üniversiteler teröristler için Kandil'den Zap'tan daha güvenli yerler hâline geliyor... Üniversiteler Anadolu'dan gelen bu ülkenin değerlerine sadık çocuklarının hayat alanlarının daraldığı, sadece PKK ve onunla iş birliği yapanların egemenlik kurduğu 'kurtarılmış bölgeler'e çevriliyor" diye...

Merkezî organizasyonlarla hak etmedikleri üniversitelere yerleştirilen öğrenci görünümlü teröristler, işgalleri safha safha yayıyor... Şiddet üretme potansiyelleri sayesinde üniversite yönetimlerini sindiriyor, kimisiyle Marksist ideolojik yakınlık dolayısıyla iş birliğine gidiyor... Ardından üniversitenin akademik kadrolarına sızıyor, kendi 'aydın'ını yetiştiriyor...

Üniversitelerde olaylar çıkınca odasında PKK'lı saklayan akademisyenler bu ülkenin gerçeği artık... Sadece Cebeci Kampüsü bir ibrettir ama o ibreti bu devleti yönetenler yıllarca seyretmiştir... O yüzden şimdi 1100 akademisyenin çıkıp 'devleti şiddet uygulayan katliamcı' olarak sunması asla bir sürpriz değildir, katlanarak büyüyen gerçeğin cesaret bulup diklenmesidir...

***

Bu ülkenin bir de 'ahmak radikal sol' gerçeği var... Artık solun bölünme değil, PKK tarafından yutulma tehdidi altında olduğunu fark etmeyecek kadar ahmak sol... Sendikalar, meslek odaları, dernekler birer birer yutuluyor, sol bu yapılar içinde PKK'nın marabasına dönüşüyor... 'Faşist' ve 'kâtil' olarak gördükleri devlete ve milletin değerlerine olan mesafeleri o kadar baskın ki bir cinayet şebekesiyle iş birliği yapmayı bile meşrû görebiliyor...

Eziklik kompleksi içindeki radikal sol 'devrimci özne' olarak gördüğü terör örgütünün peşine takılmayı ideolojik anlamda içselleştirebiliyor... Mâkul, mantıklı, vatansever ama 'gevşek ve örgütsüz' sol çoğunluk, daha bu dönüşümü durduramıyor...

***

Devlet devletse, işte imkân... Bu 1100 kişilik listeyi aylarca çalışsa yapamazdı, şimdi önüne geldi... Üstelik "Ben sana kâtil diyorum, teröristlere ise 'Kürt siyasetinin önderleri' sıfatını lâyık görüyorum" şeklinde kendi boynuna yafta asarak...

Devlet hukuku işletsin ama hemen işletsin ve üniversitelerde dezenfekteye başlasın yeter... O listeye adını koyan araştırma görevlileri bile bu cesareti bulduysalar bu devlet zafiyetinin ulaştığı yeri gösterir... Şimdi o zafiyeti ortadan kaldırmak ve kararlılık göstermek için büyük fırsat...

Yazarın Diğer Yazıları