Ülkesini seven seçim yapsın
SP; İYİ Parti Cumhur İttifakı'na girecek mi? Meral Akşener gizlice Saray ile görüşüyor mu? Cumhurbaşkanı ne yapmak istiyor?
Bu soruları kendi kendilerine sorup, birkaç geveze ile birlikte günlerdir tartışıyorlar.
Kardeşim, boş konuşacağınıza gidip gazetecilik yapsanız ve ilgilisine sorsanıza.
Yok, bunlar niyet okuyacak ve kendileri karar verecekler.
Yetmeyecek birbirlerine önce sinirlenecekler, ağır söz söyleyecekler, sonra hiçbir şey olmamış gibi birden nezakete bürünecekler.
Kimi yandaşların tv program sitili bu.
Tam bir tiyatro.
TV programı değil, resmen herkesin gözü önünde niyet okuma programı.
Akşener, bir kere değil birkaç keredir diyor ki: "Kafama silah dayasalar ben Cumhur İttifakı'yla birlikte olmayacağım.."
Adamlar ne diyor?
"Akşener Sarayla gizlice görüşüyormuş…"
Bak sen..
Allah Alaaah!
Eee, sonra?
Onlara güya diyesiymiş ki: "Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi yürümüyor. Ben halka güçlendirilmiş parlamenter sistem sözü verdim. Eğer sizinle ittifak yapacaksak, önce güçlendirilmiş (şansölye tipi) bir başbakanlık getirelim. Sayın Erdoğan başbakan, ben de, yetkileri çok sınırlandırılmış yeni sistemin Cumhurbaşkanı olayım..."
Bu konuşmayı kulis bilgisi olarak Youtube'da anlatanlar bile var.
Sayın Akşener bunu da açık ve net bir dille yalanladı.
Aklı başında olan biri Cumhur İttifakı'na katılır mı?
İktidarın yarattığı (bırakın ekonomiyi, dış politikayı) bütün yıkımların ortağı olur mu?
Sadece Sayıştay raporlarının faturasını gören, sadece adalet düzenin getirdiği sorunu bilen, sadece eş dost kayırmacılığının yarattığı kayırmacılığı yaşayan, gören hangi vicdan sahibi bu ittifaka razı olur?
Kaldı ki vatandaş kan ağlıyor.
Nitekim benzer bir açıklamayı Saadet Partisi de yaptı. Bu siyasi faturaya ortak olamayacaklarını söyledi.
İktidar söylenenlerden kendine pay çıkaracağı yerde, tınmıyor bile. Azıcık bir düzeltme gayreti, minicik bir iyi niyet hali görsen, diyeceksin ki: "İşte bak, yaptıklarından ders çıkarmışlar, kendilerine çeki düzen vermeye başladılar."
Yok.
Tam tersine, siyasi şiddet, toplumsal şiddet, aile içi şiddet, hayvanlara yönelik şiddet, gittikçe artıyor.
Türkiye bunların hiçbirini hak etmiyor.
Siyasal şiddet, Türkiye siyasetinin dünya ölçeğinde değersizleşmesine neden oluyor. Cumhur ittifakı, sadece milli seçmenin gözünde değil, uluslararası kamuoyunda da değer kayıp ediyor.
Orta Doğu'laşmış, kabileci devlet görüntüsü bu ülkenin itibarını yükselmez. Siyasetin itibarını da artırmaz. Tam tersine gittikçe iticileştirir.
Makul siyeset adına buyurun Almanya örneği…
Şansöyle Merkel gayet demokratik bir yöntemle, tadında ve zirvede siyaseti bırakıyor. Bu sebeple Hıristiyan demokratlar seçim yaptı. Merkel'in yerine Laschet'e seçildi.
Bunu yaparken, Merkel hem dünyada ve hem de ülkesinde değersizleşmiyor, tam tersine, hem ülkesi ve hem de kendisi değer kazanıyor.
Bir de bize bakın.
Siyasi manzara tam bir kör dövüşü.
"Ne yapsak da seçimi kazansak? Seçim sistemini nasıl değiştirelim ki iktidarımız sürsün" telaşındayız?
Bana sorarsanız iktidar bir an önce giderse, ekonomi düzelecek, hukuk sistemi yerli yerine otaracak, talan ekonomisi bitecek ve toplum yavaş yavaş toparlanacak, insanlar kendine gelecek. Bu sebeple ülkesini seven seçim yapsın.