Ülkeleri örgütler değil yönetenlerin hatası böler

Hiç bir terör örgütü siyasetçiler yol vermedikçe hedefine ulaşamaz. Yol vermek, bazen gönüllü bazen de hırsın aklı esir alması sonucu olur.

Etnik terörle mücadele bilgi, kararlılık ve sabır ister. Bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin bu konuda yeterli bilgiye sahip olduklarına dair bir emare görmedik. İnsanlar en çok bilmedikleri konularda cesur olur derler, cahil cesareti deyimi bu gerçekten çıkarılmıştır.

Atılan adımlara konuşulan sözlere bakıldığında en küçük bir bilgi ve kararlılık kırıntısı göremiyorsunuz.

Dünyada on binlerce insanın ölümüne sebep olmuş kanlı bir katili Meclis’te konuşmaya çağıran başka bir ülke var mıdır? Terörle mücadele böyle mi olur? Bu çağrının şehit ailelerinin, gazilerin hatta güvenlik personelinin üzerinde yaratacağı etkiyi hesap eden var mıdır? Öcalan’ı memnun etmek adına bir milletin sinir uçları ile oynanıyor.

Bu konuda laf yarıştıranların çoğu meselenin vahametinin farkında değil. Devleti deneme tahtası gibi görüyorlar. Öyle olmasa terör tam bastırılmışken böyle bir hamleyle ona can suyu verilir miydi? Bahçeli güya devlet aklıyla Öcalan’ın idamını askıya alan liderlerden biriydi. O akıl, asmayacak kullanacağız diyordu. Geçen yıllar o aklın ne kadar boş olduğunu gösterdi. Başka bir devlet aklı, Suriye’ye müdahale edip Suriye’nin kuzeyinde PKK’nın devletleşme yolunu açtı. Bugün Suriye’de bir PKK devleti varsa sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu’dur. Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli o yıllarda Davutoğlu’nun PDY lideri Salih Müslim’e, “Esat’la savaşın size bölgede özerklik verelim” vaadinde bulunduğunu iddia ediyor. Kuzey Suriye’de bir PKK devleti demek Türkiye’nin Arap/ İslam dünyası ile bin yıllık sürekliliğinin kesilmesi demek. Bir dışişleri bakanı bölgede kurulacak bir PKK devletinin Türkiye’dekiler üzerinde ne tesir yaratacağını düşünmez mi? GP sitesinde yayınlanan bir röportajında ben de Amed ismini kullanabilirim, Kürtçe eğitim olmalı vs.. gibi ifadeler kullanıyor. İsimlerin tapu senedi olduğunu, iki dilli eğitimin bütün bir sistemi, toplumsal iletişimi yok edeceğini görmüyor. Kitap yazmakla, çarpıcı ifadeler kullanmakla realite her zaman örtüşmüyor. Davutoğlu’nun kendinde var olduğunu vehmettiği dehası Suriye’nin bu hâle gelmesinin en büyük sebebidir. Bugün o yanlışların faturasını milletçe ödüyoruz. Buna da devlet aklı diyorlardı. Erdoğan’ın ekonomi politikası da devlet aklıydı, Rusya’dan S-400’leri alıp F35’lerden dışlanmak da devlet aklıydı. Sahi o füzelerin nerede olduğunu, niçin kurulmadığını bilen var mı?

Milliyetçiler bu ülkenin birliğinin sigortasıydı. Adım adım safha safha iğdiş edildiler. Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e çağırması kıyameti koparmıyorsa artık orada bir milliyetçiliğin varlığından söz edilemez. Bir gün vatanın birliğini Bahçeli’ye karşı savunacağımız kimin aklına gelirdi. Şunu herkes görmeli, söz konusu vatan olunca göz kimseyi görmez kulak kimseyi duymaz. Proje adamların bu oyununu bozmak her vatanseverin boynunun borcudur. Bu ülkeyi böldürmeyecek, vatan toprağı üzerinde yapılan hiç bir pazarlığı tanımayacağız.

Yazarın Diğer Yazıları