Türk-i har!

Ali Şîr Nevâyî (1441-1501) deyince duracaksın ve derin derin düşüneceksin. Ama düşünebilmek için, okumak gerekir.

Nevâyî, Türk milliyetçiliğinin ana halkalarından biridir ve Orta Asya'da yetişmiştir. Çağatay lehçesiyle yazdığı için Özbekistan Türklerinin en mühim şairi gibi düşünülse bile, bütün Türk dünyasının kilit taşıdır. Doğu ve Batıyı birbirine bağlamıştır.

Ali Şîr Nevâyî'den bu köşede daha önce de bahsettim. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin'in Ali Şîr Nevâyî'nin söz dağarcığıyla ilgili, "Nevâyî'nin Sözleri ve Çağatayca Tanıklar Sözlüğü"nü yayınlamıştı. Nevâyî'nin, elbette Türkçeyi Farsçayla kıyasladığı ve Türkçenin kıymetini ortaya koyduğu "Muhâkemetü'l-Lügateyn"ini (İki dilin mukayesesi) anmadan geçemeyiz. (Prof. Dr. Sema Barutçu Özönder yayınladı.)

"Türk milleti" derken, zekâları tartışılmaya açık birtakım "siyasî İslâmcı" zevat (Evet, "Türk"ü etnisite içinde sıralayanların zekâları dumura uğramıştır!) tarihi bilmiyor, kilit taşı şahsiyetleri tanımıyor. "Türk ruhu"ndan o kadar uzaklaştırılmışlar ki; önlerine ciltlerce kitap koysan, köreltilmiş zekâları yüzünden hakikatlerin farkına varamıyor.

Bu "Siyasî İslâmcı" zevat başlıyor bütün etnisiteleri sıralamaya... Sıralamasının tek gayesi, Türk'ü arada eritip silmek.

Siz "Türk" olmasa nice olurdunuz! Türk'ü inkâr dini inkârdır! Açın okuyun: Millet nedir? Ümmet nedir? Türk nedir? Türk'ün aldığı mana nedir?

Biri, o kadar adını vererek yazdığım hâlde, geçen gün yine etnisiteleri sıralamış, araya Türk'ü de koymuş. 12 Eylül'ün şerrinden kaçıp İran'a gitti ve yıllarca orada yaşadı. (Ben de orada gördüğümü yazmışım.) "İslâmcı Farslar"ın Türkler için kullandığı ifadeyi en iyi onun bilmesi lâzım: "Türk-i har!" ("Eşek Türk!")

Avrupa'nın Türk fobisinden Türk düşmanlığına geçişini ve illetli Türk düşmanı oluşunu da işledim. "Siyasî İslâmcı" zevat Haçlı zihniyetiyle aynı! Zerre farkları yok!

Ali Şîr Nevâyî'ye dönelim... Prof. Dr. Vahit Türk, Nevâyî'nin "Mahbûbu'l-Külûb"ünü sadeleştirmiş ve herkesin rahat okuyacağı bir hâle getirmiş. İlmî çalışmalarda, belli seviyedekiler ancak faydalanabiliyorlar. "Mahbûbu'l-Külûb-Gönüllerin Sevgilisi", şimdi yediden yetmişe herkesin okuyacağı, düşüneceği, dersler çıkartacağı ve fikir üreteceği bir eser. Prof. Dr. Vahit Türk, kitabın "Söz Başı"nda Nevâyî'nin Türklük hassasiyetine dikkati çekiyor:

"Bütün hayatını Türk milletine hizmet etmeye adamış olan Ali Şîr Nevâyî otuz civarında eser yazmış ve yazdığı eserlerin pek çoğunun başlangıç bölümünde 'Türkler de yararlansın diye yazdım' ibaresini kullanmıştır. Bu cümle bir bilincin göstergesidir ve binlerce isim sayabileceğimiz Türk edebiyatı tarihinde bu bilince sahip çok şahsiyet yoktur. Nevâyî'yi özel kılan hususlardan biri budur."

"Mahbûbu'l-Külûb-Gönüllerin Sevgilisi" siyasetname-nasihatname türü bir eserdir. Birinci bölümde makam sahiplerinin nasıl olması ve nasıl davranması, halka nasıl davranılması gerektiği, ikinci ve üçüncü bölümlerde, insan hayatı için önemli konuları ve tembihleri ("nasihatleri" de diyebiliriz) yer alır. Zamanımıza çok uygun bir eser. İçinden öyle örnekler vereceğiz ki şaşıp kalacaksınız. ("Mahbûbu'l-Külûb-Gönüllerin Sevgilisi", Ötüken Neşriyat'tan çıktı. 0212 251 03 50).

Yazarın Diğer Yazıları